Sayfa 11-Küheylan
Hasan Agam; beni sıkıntılarda görüncekleyin
“dakma gafana bizimolan evelallah ben varın, marağ etme sen! seni kendi ellerimizinen başgöz etmezsem namerdin” dedi teselleme ediyorular, emme; len bana kim gız veri(r) göz göre-ğöre has-öz dezem bile ba(ğ)rımda yitmişken bana kim geli(r) gönnüynen Gözel Elif! bile bunu etmişken bi ğün öteyüzden, Dombayovası’dan maabbetden dönüyoz gene kimbili(r) nerelerde neytdik, ne halt etdik de yakın köyün birinden.. geçerkene herkeşler ehliyaliynen işinde gayıdında bi biz varız eliboş, gönnü hoş, şargada Hasan Agam; “-“hu Depeli” de(ğil) mi len” dedi “-hıı” dedim, “-yani ho da, Depeli Dezen” “-hı hım” “-baya etişgin gızı” “-yoğ abey” dedim “çocuk taha” Allah var ya, bi döyüslük-şerefsizlik düşünmesin deye “-ne etişmesi abey yau” deye etiraz etdim, canım sıkıldı ne de ossa haz-öz dezemin gızı.. “-uzatma tamaaam” dedi.. sana yalan gelir?, böğünkü ğibi aklımdadır, anam avradım osun, aklımda bişiy varısa o sürdü atını onnara do(ğ)ru biz Yusuf Agamınan dövam etdik, bireşden Mamıt Emmiynen onnar ordan ıralaşmışlar ben feminde de(ği)lin, biz geri döndük, neyeyse “-yau Yusuf Abey neye” demeye ğalmadı “-sen annamaan” dedi.. “-yau Yusuf Abey nereye” “-sabret olum, sen anayın garnında dokuz ay nası durdun yau garışma sen sen beni takip eett susuradım malla” dedi.. “-golay gele, bereketl(i)ola Aşa dezee Mamıt Emmigil nere ğetdi” Aşa dezem elinde mercimek boğlamıynan dineldi elini gözüne siper edelek “-senmin yavrım Yusuuuf, Hasan Ağan guzu alcağmış daa! barabar sürüye ğetdiler” dedi Aşa dezem. “-anan neytdiyo ay Musduuk” “-eyiler, elini öperler ay deze” dedim. Yusuf Abey; “-varısa bi suyunuzu içelim dediydi Aşa deze” dedi, atından endi, diz çöküp, ho yana döndü, sol eliynen takgasını dutalak tası gafasına dikdi, “-sağ ol bacım, Allah ne murazın varısa versin” “-afiyet osun Yusuf Aga” dedi, eli göğsünde Aşa Dezemin gızı Teslime “-su gibi aziz ol bacım” bi yandan da bana göz gırpdı hayın! “-ı ıhh, sağ ol abey” dedim. “-iç o(ğ)lum buz gibi, valla Aşa Dezem yeni desdiyi basdırıkda saklamış.. belli ha deyince ben sana suyu nerden bulcan böle suyu” .. o gene şeytan şeytan bana göz gırptı gızcaz galaylı su tasını bana uzadırkana barabar, Telime’yi hopuç etti dee guca(ğı)ma ardividi atımın gıçına bi şaplak vurdu, “daaahhh” … “-bizim sana sözümüz var” “-ha Haçça dezeyin gızı, ha Aşa dezeyin gızı” “sür barağidi” tas suyunan barabar saçıldı ğetdi.. netçemi bilemedim yauu, Akküheylan gemi azıya aldı haydaa mezbur sürdük.. ah bu Akküheylan o’nun bokuna değil mi hu başıma ğelenner.. sonratdan bizim de atlarımız oldu da Allah var hiş birine binmedim hala ürüyalarıma ğirer Akküheylanın yerini dutar mı dutmadı hiş bişiyler ne Akküheylanı ne de Ğözel Elifi.. Yusuf Agam, tyeslimeyi guca(ğı)ma ağdırıvırıp da Akküheylanın gıçına bi şaplak vurunca barabar “len başımıza ne iş açıyoz” demeye ğalmadı Alışlıdüze do(ğ)ru uşduk getdik.. tabii; ne Teslime’yi gucamdan atabildim.. ne bişiy deyebildim ne de hu an da oldu, endirip buraksam bu ğıza sa(hi)p çıkan olmaz o andan eveli eğerinem şeytanımın aklına bile bişiycikler geldiyse namerd olayın Allah beni topra(ğı)na gabil etmesin.. nasibimiş, bununan olduk getdik gayat meremetli, saygılıdır temiz, tertiplidir. geldi geşdi; taha bi ğünden bi ğüne ellerin kel garıları ğibi; bişiyi ikiletdiğini lafımın üsdüne laf ettiğini garşı geldiğini yönü geri zokurdandığını onunan bununan çekişdiğini eller gibi gov gıybet ettiğini dolay dolay gezdiğini çoluk çocu(ğu) erezil ettiğini pis dutduğunu, döğdüğünü; ilaf getirip-götürdüğünü görmedim, duymadım.. ellerde ne ğarılar var, epap; Allah mafaza; benim en birinci zıt gettiğim ifrit olduğum şeylere gayat dıkgatlidir, değilise, netçesini eyi bilir görür! ne deyelim emrine şükür. anası-bobası nur içinde yatsınnar emme iş de herişeyi eyi, bek hoş daa arada bi “Elif” deye sayıklayomuşuyun ya hu yaşıma geldim, dedim ya evde huzur dünek galmayo valla bişiy demeyo da.. garadamak bireş.. zati gara.. bişiy dese, demeyyo bi de surat asdı mıydı..??.. ödüm sıdıyo sanısın cehendem azabı Elif dedim ya; haa!.. o? bizim bu mukatdan sonura bobası yaşında birine verividiler, akdağ yanda öteyüze oldu getdi.. de; ? onmadı getdi işin aslı onu da yakdım kendimi de el hasılı.. Kel Sülemen merem Hacca Dezem küküm anamınan küsülülüydüler anacazımın ne obalı varıdıysa bi ta(ha) bayramlaşmadılar bile Kel Haççaynan daa Depeli Aşaynanda birbirinin ölüsüne bile varmadılar, hadi benim yüzümden anamınan nizeliler.. Aşa dezem mi gaçırdı bana gızını, onun ne güna(hı) var bu işde Haçça dezemin ki de cahillik işde ne desen hinci bi faydası mı var emme oluyoru.. oldu, oluyoru bunnar. Şükür Emrine |
Ekles saygılarımla
Elif’in uğru nakışlı,
Yavrı balaban bakışlı,
Yayla çiçeği kokuşlu,
Kokar Elif, Elif deyi...
Evlerinin önü çardak,
Elif'in elinde bardak,
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif, Elif deyi..