ölgün saatleröksüzlüğüm kendi hayaline kılıç tutarken gıyabında cemresine kırgınlık düşmüş baharlar yüreğimi üşütür, üzülür göğsüm göğün en yükseğinde sallanırken. hep sol yanımın ağrısında çoğaltsam da seni eksiliyor gülüşüm kurak iklimli coğrafyaların kalp atışında. varsın gezinsin tepemde ölüm saçan kuşlar parmak uçlarıma çizdiğin ürkek resimlere de şükür. bazen toprak kokusunda bulurum nefesini toprağa dayarım başımı o vakit lakin, yetmez sensizliğimi sarmaya. hasretim annem kokar, sessizliğin gözyaşı. biliyor musun sana olan tüm zaaflarım ağlak bir kız çocuğu. olmayışına yağan yağmurlar omuzlarıma yük. gökkuşağı güzelliğini yitiren girdap gibi gönlüm güneşine şımarsa da güneşin yüzü hep griye dönük. zoraki gülümseyen palyaçolar gibiyim. okşanamayan saçlarım dağınık hep günlerden, dua etmeyi öğrendiğim ilk gün saatler hep ölgün. ... karanlık gecelerde yıldızların masalını anlat bana anne biraz da ben kapatayım gözlerimi sonsuzluğun göğsünde. emel güneysu//onaralık |
derin hüzünler yumağı duygular
yüreğiniz dert görmesin
saygılar