Keşiktutmuş sabahı çekiyorum kırklarla yediler karışmış eğilip bükülmüş elimde camdan parçalar bi ağaç etrafında nur gittiğim her yere kök saldım ayıkladım yabanıl otlarımı içimde onmaz o deli o durgun su eserse başımda bi rüzgar eser dalımı tara ayır yapraklarımı sağdan sola kuşları kulağıma yağmuru göğdeme sür uzaktan geçsin tirenler dumanı sala sala bana şiir yaz diyor kedi içinde geçecek bi yerim olsun karpuzun özündeki çekirdek gibi maşrapada su günlerden cuma ocak gibi aylardan sıkıştır beni de kapı eşiğine |