SADÂDuvarlarla konuşur oldum, Sorduklarım hep cevapsız.. Yetim bir çocuk gibi. Sessiz ve boynu bükük, Ağrıyan yanlarıysa hep masum.. Gülmeyi unutmuş gözler, Bir el bekler gibiydi duruşlar. Duvarlarda kalmış, umutların son kırıntısı. Ha yıkıldı ha yıkılacak. Nereye baksam karanlık. Her sesleniş cevapsız. Dilim susar, Dışarıda amansız rüzgar.. Kulaklarımda sade uğultu, Düşenlerin kaldığı yerde hüzün. Sessizliğin duvarlarla örüldüğü yere düştük yine. Şafak en yakın zamanında masum. Masumiyet karanlığa karışmış dilsiz. Gündüzse umutsuz. Duvarlar sessiz eskisi gibi. Geceye haykırışlar umutsuz. Hep bir arayış, içimde acı bir sadâ.. Dil yetim. Söz yetim. Gözümden gitmeyen masum ifadeler yetim. Adımlarım bir bilinmeze doğru amaçsız. Ha düştü ha düşecek. Ağrıyan yanıyla ağır ağır Yığılır umutsuzlara biri daha. Nerede bir arayış, orada acı bir sadâ. Mehmet DEMİR sk. |