sabah güncesiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın hal/dem
www.youtube.com/watch?v=TkfkipqUXy0 yaşıyor musun en dibine kadar yürüyeceksin içinin tanımadığın bir kavgan kalmayacak kendinle özgür bir şarkının ağıtından geçip düşeceksin sol yanındaki yenilginin eline vurdukça sinene aldığın her nefes lime lime bölüneceksin bin pare bir yere korkmayacaksın savaşmaktan o ağaçta kuruyan yaprak gibi direneceksin zamana inat savrulacak sın,savuracaksın,kanatacaksın adım adım kuruyacak yüreğin çılgınca yanacaksın yaşamak için artçı sarsıntılarında yıkılacaksın beyninin her bir zerren bir hüzün serenatına dönüşecek alemin içinden bir iğne deliğine gireceksin yaşadıkça işte yoğunca yaşayacaksın ömrünü sevdiğin zaman ölümüne kızdığın zaman cehennem şekline sustuğun zaman bir mezara döneceksin ellerim diyorum göğsüme bırakılan iki pencere gibi birinden sen dolar diğerinden gülüşün içime bir nehri ortadan ikiye ayıran güneş misali ışıl ışıl çıldırmış yıldızlar gibi içimde derinliğimce lunapark şimdi bakma sen bu deli hallerime sabahları yine bir bebek gibi uyanıyorum mesela suratımda yine o taze çocuk gülüşü ayaklarımda pembe çiçekli çoraplarım gözlerimi kapatmaktan hiç vazgeçmiyorum dün gece çok yağmur yağdı sen bilmiyorsun son bahara hiç benzemiyordu ilk defa yağmur sesinden uyuyamadım dün gece iki eli kanayan şiir gibiydi dilimde bir aslan ahmet eseri kaçtıkça aklımın bu taraçasından kalbimdeki eşikte buluşturdu bizi ve sabaha kadar dışarıda bir ağlamak sesi hiç dinmedi olmadığın günler kadarınca her sabah taramıyorum saçlarımı iyi olmuyor simetri bir ruha dönüşmek bu evde ve hatta dahası rahatlatıcı bir terapi oluyor tepeme toparlanıp kalemi saplamak üstüne bütün kadınların ortak paydasıdır bu ve ırkçı bir intikamdır aslında siz bilmezsiniz o başka kitaplarım geceden kalma masada tv de üçüncü sayfa haber savaşları altı çizilmemiş hiç bir katilin çok üzülüyorum buna ben çok yoruldum adressiz vuran bu ecellerden bu güm bu masada yalnız kahvaltı yapmaktan ağlamamak için dudaklarımı ısırıyorum hemen buruşuk olan zeytinleri yuvarlıyorum örneğin birde özenle seçiyorum böyle çilek reçelinden kalp çiziyorum dilim ekmeğin üzerine çayıma yine şeker katmıyorum parmaklarımda anonim bir aşk tıkırtısı an geliyor çay bardağım devriliyor kazara beyaz örtüm de koyu bir leke oluşuyor sonra kısık ateşte seni düşlüyoruz çaydanlığımla kapının dibinde vankedimiz bakıyor pür dikkat yüzüme bu hayvanlar ne kadar zarif ne kadar sadık böyle bir tanede kuşum olsa diyorum uçsa şu an içimde yada vazgeçtim boş ver kafeste yaşamak korkunç bir işkence olmalı bence hiç yıkılmasın diyorum gökyüzü bu örtüyü yıkayıp hemen taze kahve yapacağım kendime köpüklü olmalı mutlaka bir arkadaşımla dertleşirim belki belki seni anlatırım ne bileyim belki vazgeçerim anlatmaktan her şey biraz belki anlayacağın kimseyle paylaşmıyorum hiç bir şeyi her şey hızla yer değiştiriyor çünkü yörüngesinden şaşmayan dünya gibi sen olmadığın günlerde yolunda gitmiyor bir şeyler değişmiş gibi her şey şiir mevsim yağmur parmaklarımın ucuna ininceye kadar nefesim seveceğim seni simsiyahzeytingibi my duyguyu güne taşıyan çok kıymetli seçki kuruluna çook tşkr eder uğrayan her şiirdaşa sevgi saygılarımı sunarak aydınlık günler diliyorum . |
Güzel yüreğinize, kaleminize sağlık şairim...
Sağlıcakla...
E F T E L Y A...
(Akdenizi cebinde taşıyan kız... )
((Eftelya)) tarafından 1/22/2017 4:20:39 PM zamanında düzenlenmiştir.