Bana aşkı sorma gül, ahım dururken yerde
Efsun bağlı cümleler cevaplamaz sorunu.
Ezel hükmünden beri değişmeyen kaderde
Cennet Kevser suyunu, Cehennem akkorunu
Aşk içine gizlemiş, sorun idrak sorunu.

Tılsımlı bir kıvılcım gönlüme sıçratırken
’’Kordan beter tutuştur, zaman geçtikçe büyü!’’
Demiş miydin sevgili, söz boynuma satırken
Acı bir tebessümle üstüne dikip tüyü...
Bundan mı bozulmadı aşk denen kara büyü?

Yılların ötesine mühürlenirken ahım,
Büyüleyen gözlerin ömrüme tuzak kurdu.
Seni sevmekten başka bilsem neydi günahım...
Can evime yerleşen arsız devinip durdu,
Aşkın insaf yoksunu gönül kemiren kurdu.

Kaç yıl akıp geçti gül... Aylarını saymazsak
Hangi temyiz bozacak dile yasak adımı?
Güz yelleri esiyor hâlâ mı adım yasak?
Yasak hükmü giydiren Yemen’deki kadı mı?
Bir selamın yetecek atmama ilk adımı.

Bilsen ne çok bekledim; geciktikçe dermanı,
Feryadıma sağırken hasret düğümlü yollar.
Hicran mührü vurulmuş baş belası fermanı
Yırtmak için sevgilim belki bir fırsat kollar,
İki satır bir mektup yazmazsa haber yollar.

Kifayetsiz cümlede boyun büker kelime,
Has bahçenin içinde en nadide gülmüşsün.
Yıllarca sonra geçti iki resmin elime,
Sırrını çözemedim yerinden sökülmüşsün,
Bir resminde ağlarken, diğerinde gülmüşsün!

Yakut saray depremle göçüp gitti yerinden,
Kuleleri fildişi, sırça kaplıydı katlar...
Ayrılığın fay hattı sarsıldıkça derinden
Bilemezsin, göğsümde kaç sabır taşı çatlar,
Gözüm tekinden yılgın, sayıyı kırka katlar!

Takvimleri eskiten kılıçtan daha keskin
Aşk acısı gönlümü her gün yeniden yarar.
Hekim dikiş atmıyor ilaç etmiyor teskin,
Gülistandan sürgünüm versen artık bir karar,
Hasret mührü vurulmuş bir hayat neye yarar?

Ateşin ruhu gibi gönlüme aktın gülüm,
Efsunlu imbiğinden iksir damıtıp tasa.
Akkorun insafı var sen başka yaktın gülüm.
Gün gelir seni bulur böyle yazılmış yasa
Seni sağ mı bırakır beni öldüren tasa?

Efsanevi aşklarda vuslatı yaratmayan
Nafile çarkı döner hasretin ağır aksak.
Geceme hayal düşer aslını aratmayan:
Gül ışıksız kalmasın tılsımlı mumu yaksak
İki ruh bir bedende rüya içine aksak!...