KONSTANTİNİYE NAKKAŞ SİNAN VE GÜL
ay ışığı dolu geceler
kavuşmalar belki yarına el sallıyor mimozalara yar haydarpaşa garından yolculuklar sürer yaşamın bir ucuna yitik bir istanbul masalı gibi sevdim seni yeni cami önünde güvercinler galatada nöbet değiştiriyor tekneler bekledim seni kafeste kimsesiz kuşlar gibi yenildim en çokta sana bakışımı kucaklayan bakışına yenildim sınırlara şehrin gürültüsüne gelmedin erguvanlar tomurcuğa dururken yitik bir istanbul masalı gibi sevdim seni kadıköy vapurunda şiirler okurdun cemal süreyadan ben soyunurdum yitik harfleri eski bir masaldan konstantiniye kokla gülümü yititrdi renkler cümbüşünü kayıp minyatürler şehri yitirdi eski bizans görkemini vapur iskelesinde tangoda esma sultan akıp giden yıldızlar bağışlıyor boğaziçinde dipsiz çığlığımı darmadağın ellerimde nakkaş sinanın gülü gülümsüyor cemal süreya kadıköy vapurundan yitip giden aşklara yitik bir istanbul masalı gibi sevdim seni başlangıcım konuğum sonsuzum hoşgeldin kırlangıç simyası göç iklimlerinden kayıp minyatürler şehrinin gülüyüz el salla mimozalara levanten aşk uykulu bir istanbul sabahı keder yüklü trenler kalkıyor haydarpaşa garından yenik düşüyor bizans yağmurlarla yosun kokusuna kirlendi bulutlar kirlendi geçmişim nakkaş sinan hüzün kokluyor minyatürlerde kayıp şehrin kadınları kavuşmalar belki yarına yitik bir istanbul masalı gibi sevdim seni Ömriye KARATAŞ 28.10.2016 FOTOĞRAF:Kaynak: unutulmussanatlar.com |