Tırtar / AlaöküzAla Öküz güzde ekine, baharda nadasa yazda, kağnıyla sapa düvenle döner harmanda ardından ters atılır yakın tarlalara derken kışlık çalı bu hep böyledir yılın yılı ve arkasından yok saman az, yok ahır dar, işin aslı!!! ya elde yetikin bir dana var ya da artık ala öküz yaşlandı ya Leyleğoğlu ya Kara İrbem meyancı başıdır ya da hem ikisi, bir de yanlarında Çöllü olur hep üstelik bir de başka birileri vardır sevimsiz, şişman, eli deynekli bir celep öküzün dişlerine bakar sağını-solunu tekrar tekrar inceler durur, kırk kusur bulur, olmazsa uydurur ve ağzından baklayı çıkarır! !” “-de bakalım emmioğlu gönlünden ne geçiyo” !? babam yutkunur “valla ne bileyin” “-ne vercez, ne isdeyon bu goca öküze” “…………*?” "-emmioğlu bireş yönet de de elimiz boş getmeyelim” “…….?” "-bireş tenzil et bakalım ağa" "-oluvuca(ğı) bu" dedi babam …….. “-emeğ emek geldik huruya gadak de gaa! elimiz boş dönüp getmeyelim” aslında yoktur almayacağı.. iki saatdır tutup salladığı babamın elini bırakır yönü-öte gider, adam işin uyanığı, babam mahçup "-çok demedik abey be" "-çok dedin ırafık”, sigarasında bir daha çeker derin bir daha yoklar Ala Öküzün bağrını tapbıklar sırtını bırakır dumanı “……… çok dediin!! valla çok dedin epap” .. uzağa atar, gidere ayağıyla ezer, elini uzatıp arkadaşından bir sigara daha ister tabakayı alır, yakar babama da tutar “-sağ ol abey biz o işi beceremeyoz” “-ule garılar bile içiyo bu meredi” havaya havalı bir duman püfler sigarası ağzının yan tarafında şimdi, yandan yandan üfler sigarası bir aşağı bir yukarı dört döner Ala Öküzün peşinde sonra izinin üstüne bir manevra ile babamı karşısına alır hesap sorar bir eda ile “-bak arkadaş …. ben bu goca öküzü çifte koşmecen" ağzının kenarları pis! kendisine “koca” denilmesini anlıyor ise babam Ala Öküze karşı mahçup.. canı sıkılır pazarlıktan caymalıdır ancak babamın eli celebin elinde hapis, birden bırakır.. öteler gider, geri gelir inceler bir daha, sonra bir daha .. meyancılar elleri bir daha sonra bir daha birleştirir el birlik el kümesini sallarlar alıcının satıcın sağ elleri birbirinden kaçacaktır etrafında en az ikişer çift el daha sallar ama bırakmazlar .. alıcıya rica minnet olmadı azar şikayet “-de bakalım be sen de ver bireş” onun cevabı dünden hazırdır.. “-abey ben da(ha) ne vereyin dediğine baksan ya yau” “-Hacı epap valla sen de çok dedin de bakalımsen de bireş inive(r)” aslında kimsenin umurunda değildir ederi kimse bilmez celepten başka “gideri” elde bir babam satacak celep dediği fiyata alamaz ise bir başkasını gönderecek gene alacak kimsenin aldırdığı yok bana bir de Koca Ala Öküze! buruk bir bakışma oldu Ala Öküz’le bunca yıl, yaz demeden kış demeden kahrımızı çekmişti elimden çoook kelek karpuz kabuğu yemişti hiç çekinmezdi, elimde tuttuğum otu yerdi süsmek nedir bilmezdi özellikle beni boyunduruğa kendisi girer huysuzluk etmezdi harman sonunda hayvan baharını almış gibi, olacak değil ya Koca Ala Öküz koca koca gözlerle, mahsun, mahsun baktı yere sonra bir yerlere sonra? sonra bana, .. içimiz nahoş.. ardından babama sonra tekrar bana ben de ona babama o bakmadı bir başka tarafa sonra umutsuz boş boş etrafa artık babama asla daha sonra da adam tekrar tekrar etrafında dönüp, sırtına vurdu sığaşladı Ala Öküz oralı olmadı ağzına dişlerine bakmasına bile aldırmadı geviş getirmeye devam etti belli ki ne satılmamaya ğücü yeterdi ne kaçıp kurtulmaya ne de elinden başka bir şey gelirdi netice ne olacaksa olsun bitsin istiyordu oda benim gibi sonra bir de Necati geldi “- den! be! bunun uçu bazarlık galmaz” dedi sonra Zebitoğlu! arayı buldu bitirdi işi “…” “-len arada bişey galmadı yau bunun uçu bazarlıg galmaz” Saat Ali.. “-aranızı bulalım” Mustukoğlu “-fifti fifti kışısınlar” adam uyanık.. “-pekey madem, abeylerin gönnü hoş ossun bana galısa etmez emme madem öyle buyurdular daha kırtıklı guruş çıkman” .. etraftakiler “-eyi madem hayrını gör” Öküzün, yani malın.. paranın.. alım-satımın adam sarkık pantolon cebinden bi külte para çıkardı eskilerini vermeye gayret ederek saydı saydı bir yeşil onluk daha kesmeye kalktı etraftakiler güya razı olmadı celep; "-de bakalım bu da bizden ossun" diye güya! keyf bağışladı, “-sen de hayrını gör hakkını halal et” “-halal olsun” Hebiboğlu “-hu arkadaşa bi çobansalığ at bakalım” omuz silktim başka tarafa baktım babam; “ben oğa verin emmisi” adamlardan biri ipinden çekti direnecek gibi oldu Ala Öküz bir-iki yeni sahiplerinden diğeri elindeki deynekle iteledi gönüllü-gönülsüz gitti biri itti, biri çekti o gitti devr-i Ala Öküz bitti Çalı / 1813 DİPNOTLAR ters: hayvansal gübre meyancı: aracı, ara bulucu celep: cambaz, canlı hayvan alıp satan kişi yönet: uygun, kabul edilebilir, ucuz, ekonomik, tercih edilir süsmek: tos vurmak, boynuzlu hayvamların saldırısı baharını almak: bahar mevsiminde taze sürgün ve otları yiyerek semirmek, besili olmak |