İSİMSİZ
Coğrafya defterime şiir dökülünce, anladım toprak bütünlüğünün gözlerin yanında bir hiç tuttuğunu.
Daha adımız yan yana yazılmamıştı tahtaya. Sana bin şartla şartlanmaktan bahsediyordu kitaplar. Bir savaş başlardı kara parçanda Mevzilere ayrılırdı kolların Parçalanırdı imparatorluklar. Siyaset annelerin dili değildi Neden anlatılırdı okullarda. Haber bültenleri seni doyurmuyordu bana Saçlarının ıslaklığı devletin umurunda degildi. Benim umurumda Mesela değiştirebilir dünyayı Gayet her telinde bir yıldız. Ahmet abinin kızı yine şiir yazar. Ben Guntanamoda ayaklarımı uzatır sigara içerdim. Pencere pervazında can çekişirdi çiçekler. Kalkıp sana gelirdim. Gazete manşetlerine taşınırdı gözlerin. En az rönesans kadar mühim bence Meclisten içeri bir sözüm vardı Hiç biri vekil değildi oysa Zaten mecazda ıslaktı. Bir miktar yara öneriyordu psikyatrlar. ve tek kişilik acılara keman çalmıyordu kemancılar. Ben dans ediyordum özgürlük anıtıyla. Sağ çıkılmaz bir şiirde saklambaç oynuyorduk. Bir kilisenin duvarına kapatıyordun gözlerini. Ben harflere asıyordum kendimi. Bir hikayede sobeleniyordum. Terli bir at getirirdi beni mecazın tamda ortasına. Mengeneyle açardım aklımın koğuşunu Birden geriye sayardı sana mahkum bilincim. Ben aďını yazmayacağım şiirde şiir sende mahkum kalsın. pynst. |