şükransuskun tarla kuşu öyküsüz yaz ve çileli tohum günü gelince birleşir mi sevdiğim ellerimiz her eyvah sonu kuru toprak yurdunda çürümüş ten olur aşk leyli gece okulu huyudur bulutların rüzgarlara binip giderler suyun dilini yutar toprağın güzel kokusu sen bana gel yağmurun teninde gümüşün gözyaşı sırrını veren el başımı vurduğum taş ya ben neylerim ki maymunlar gezegeninde kirli duaların dervişi şükür odur ellerimi yüzüne vur |
hangi dağa vursam
leyli başım...
birazdan yine burdayım.