pusueski nehir yatağı suskun ve huzursuz yastığımda düş sensiz uyumak değil iş bak yine sabah yollara şiir düşüyor iki göz çukuru yurdu ayrı iki uçurum düşene tutunur mesnetsiz ölüm yare ulaşan bıraksın sonsuzluğa ellerini yalımı alçak paslı hançer kını zavallı dünya ateşin gümüş dili sunakta zehirlenen kurbanlar var Tanrı biliyor ya asırlardır sırrı yok insanın kaç savaşçı çiçek kokusuz nevresimde öç toku kıskanır aç sen doyuma ben ölüme giderken |
Yek bir hücre kurban edildi
Altın sunaklarda
Kan tozlaşırken yürek bilendi
Sağır tanrının gözlerinde
Buz tuttu merhamet
Varlığını kazıdı çavdar tenli çamura
Gök bir bardak su uzattı
gönül gençyılmaz