ESKİDİ ACILAR MENEKŞELERİN GÖZYAŞLARINDA
ardıç kuşu şakıdı
akçakavaklar boyandı hasrete trenler dolusu çığlığım bırak okşasın yanaklarını çiçeklendi bahar ağaçlar gelin güzelliğinde çıplak kıyı boylarından bir tek sen geç kaldın hüzünlü ilkbaharlara yar sekiyor çitten serçeler çiçekli bahar dallarında çırpınıyor gövdemdeki uykular kırlangıç yol aldı esrikliğin çırpınışlarına geçti yıllar hiç bir şey masum değil artık leylak kokulu baharlardan ne kaldı yar eskidi acılar menekşelerin gözyaşlarında hala bekliyor bendeki yelkenler seni gemici koylarında uğultulu yolculukların soylu ormanlarında yitirdim tenden uzaklaşan venüs hüzünlü sesimi sümbül mevsiminde saracak seni hasretin kokusu akşamların alaca karanlığında esrik şarkılar söylemişiz yarım kalan hikayeler nihayeti delice kanat çırparak kaybolan eski düşlerim size kalan hüzünlü sonbahar bahar yağmuru sağanak yağıyor geçiyor yıllar ölü ağaçların gölgesinde yaslı dilin pas tutmuş töreleri ardımızda sarnıçta yağmur suyu beklemez ben hala bekliyorum seni yağmur kuşlarıyla kambur zamanın saçlarını acıyla örerken kızıl göklere bak turnalar çağır telaşlı acılardan bağışlanmamış gözlerime ucu yanık mektuplardan al hasretin kokusunu son soluğum tükendi ıhlamur kokulu yollardan bahar yağmurlarıyla çık gel gayrı geçti yıllar kumru tüketti yüreğinin çöllerinde hasreti insan yenilgisini kendi zindanında yaşarmış eskidi acılar menekşelerin gözyaşlarında Ömriye KARATAŞ 05.08.2016 |