Tırtar / Armut
“-armıt dedin de
bahar öğ(n)nü Kayacaağılın öğünde emen aşıp duruyoz her emenin başında iki gişi biri gazıyo biri kürüyo verip alıp maapbet ediyoz Akmemedin İbirem höle öteden beri geliyo o yanımıza yaklaşalakdan o değilden sanki onu görmeyo bizim oğlan “-bunun adı filyemiş” “-goca köyde bu fidanı bilse-bilse bi bu Akmemedin İbirem bili(r) ne de olsa görmüş-geçirmiş ilim-irfan sahabı” dedi İrbem ağa duymamış gibi “-Es Selam Aleyküümm Hacı Bereketli osun Lauyn golay gele genşler.. hayırdır? ne o len armıt mı dikiyonuz” dedi oysa bizim oğlanın iki hafta önce armıt fidanı getirtdiğini köyde bilmeyen yoktu ki “-pekey İrbem Ağa sence? bu armıdın cinsi ne” “-valla dilimin ucunda da ne deyiviriyollardı buna fildişi miydi, balyemiş miydi Eğridir’de adam Kovada’ya do(ğ)ru gederken yolun sağında söykeltmiş gomuş nerden baksan elli-atmış dagar” ne varısa hinci bu meyva da var “-brravo valla! ben size demedim mi? çok yaşayan deği çok gezen gören bili bunun adı filyemiş imiş emmi” ! “-sen benden çok yaşacan Süleman hay sen çok yaşa fil aklıma geldi de filyemişi” deyemediydim emme.. döndü babama “-Hacı bunun bi ğözel meyvesi oluyo valla ben de alcağdım da buralarda bunun fidanı yoğumuş aklım galdıydı demek bizim ovaya da filyemişi gelceğdi ha gün gelecek buna gark olacak goca ovva iricene, datlı, alasulu daha ermemişimiş erince şeker gibi oluyo dedi adam tevatür ikisi bi kilo gelcek İsdambolda ülüküs bazarlarda gapışılıyomuş hemide çok bahalıymış ihraş malıymış adam dalından endirmeden daha ihraşcılar “bana ver, bana ver” deye adamın gapısından getmeyollarımış emme! ne zaman ordan geşsem burcu burcu kokuyo mubarek ammma adam içinde evzinip duru(yo)r ya sulayodur, ya ilaşlayodur, elinde ya bi çapa, ya bi budama makası ya otunu gazıyodur ya fışgırıkları ayıklayodur demek bizim köyde de filyemişi var ha maşşallah-suphanallah aferim valla genşler zati bu memleket ne görüse sizin gibi ilim-irfan sahabı ileri görüşlü gişilerden görcek inşallah tahsıllı adamdan bu memlekete zaral gelmez arkadaş yeterki bizimkinner gibi yarım tahsıllı olmasınnar ne demişler: “az bilenden gork arkadaş” yalınız Hacı demedi deme böyle bi zıratdan bişiy yapdın mı üsdüne düşcen epap marağın bu olacak mütemadiyen ilgilenecen çocuk nası, bu da öyle bacanak” babam alakada ciddiyetsizlik etmedi “-yau bacanak kaş şey zati bi derdimiz bu deği ki bundan mı tedarig etcez ehliyalın geçimini” “-yooooooooo öyle deme...... o adam gibi bak senin nafakanı burası çıkarcak Eğirdirdeki adamın bütün çocukları okumuş dokdur, mendis, öretmen olmuş hepiciği yan gelip yatıyomuş adamların paraya etiyacı yok ku ne zaman ordan geşsem “-İrbem ağa deye beni çağırı her ziman çitliğin gapısında mersedesler, şevroleler anladıvırı hu oğlanın, hunu damada yenicekleyin aldım şükür hepiciğinin Eridirde, Isbartada İsdambolda evleri vaa Hepiciğine de yazlık aldım Antelede” deye.. bizim güçcük bilader, İrbem ağanın şevrolesinin tekerine daş ko(y)du “-amca sen ordan neye geçiyon yani neriye gediyon orda yürüyon mu moturuna mı gediyon yonusa taksi dutup da dolay dolay geziyon mu ben de ordan ömrü hayatımda bi defa geşdim de orda Govada’ya geden yol, dağın dibi yolun gıyısı Govadaya akan dere eyi hadi sol yannı ova gene de sen dereden nası atladın peki gederkene sağdakı bu filyemiş çiftliği nerde bu adam budayo mu sulayo mu yo(k)nsa senin yolunu mu gözetleyoru sonura bu adam kim neci seni nerden tanıyoru” bobam başını salladı.. sinirli, sinirli “-galekdersiz eşşoğlueşşek” dedi .. “-gosgocaman adamı ma(h)çıp etdi” |
Kalemin susmasın
___________________________Selamlar