Tırtar / Hikmet"-Hacalığızı üç baş gişiyne bizi üç ekme(ği)nen ayırıvidi az beri gocaycak değilimişiyin emme durduk yerde mi geldik bu hale, ağşama ğadar tarlada dırnakladım daa, ağşam eve ğelinşe barabar.. “-gelin” dedi “hura bak bii” hızmat ilazım deyelek seğitdim mardım, yönü geri “-sizi ağıla ayırıvıdık” dedi zuvutdum galdım.. aya(ğı)m merdimene basmadı döndüm gerisin geri.. sürü damına.. “ağıl” dediysen damı yıkık bi yanda geçi yatıyo çiti kakdım bi yanda yarım hasır bi ğat yatak yarım çuval un bi kese bulgur.. yok-yoğsul olsa gene yüre(ği)m yanmazdı … höyle bi köşede görümcem oturup-duru(r) bi de görümcem varıdı de ki yatalak onun gocasının gızı da benim gocamınan bi gan bağı yok ha! emme netçen “sevap olu(r), ona da gatlandık.. kendi başımızın çarasına da bakdık emme yazzık.. bize bi eziyeti yoğudu gocam; “emer galmış” zati anasından Hacalığızının öğey evladı ha olmadan gedeydi.. öğey evladı, -öte sözün beri başı- evladı değil miydi? emme öyle değil işde dağdakı donuz ondan gıymatlı O’nu da yanaşma ğibi, gapılarında meçcane çoban bellemişler yılın yılı dedim a! bi de görümcem var yanımızda marazlı mı, marazlı başında sağ, has-öz bobası varıkana bobası deği(l) de öğey ağası bakarıdı yani ben.. anası olmayanın, bobası da olmaz derler yalan deği(l) ha var ha yok, ha sağ, ha ölmüş var mı farkı.. dirayeti olmadıkdan sonura insan ganından, sulbünden olana sahap çıkma mı? bi dee zengin olunşa garı Allah kimseyi düşürmesin onun durumuna acınmak aklıma bile gelmez vallaha zati bobası ölene bişiy olmaz kı anasının vardığı olu(r), bobası emme bi çocuğun anası öldü mü anası çocuk ortada galı(r) neyise Allah onnara sorar onnardan alı(r) cüvabını ha! gapılarında olduk gocam onnarın gapısında gelmiş o yaşa emme eyi, emme kötü emme az, emme çook iki sunum ekmeklerini yedik çok şükür, bin şükür olduğumuz hala, benden yana gatın-gatın halal olsun emme ben halal edince “halal” olur mu bilemen okarda Allah var.. orası O’..nun bilce(ği) iş bize süal olmasında.. çok şükür.. bin şükür.. ona ırgat olduk, şona amele, buna ortakçı da! ev etdim, Hacalıkızının yıkık ağılı.. sabaha ğadar, el(ler)e ekmeğetdim de gonu-gonşu yarım ekmek verdi çoluk-çocuğumun garnını ac gomadım gene de gursaklarına, haram lokma girmedi, evel Allah keçi yatağı değil mi, e(vi)mizde bit-pire gaynardı hasırın, çulun, keçenin üstünde süpürür de atardık dışara o zamanlar ilacı-garacı bilen mi varıdı ne zamandan sonura fıskaynan ilaç atdılar hökümetin adamları DDT dağıtdılar da bitin-pirenin hakkından geldik, illallah etmeden gurtardılar eh! çok şükür olduğumuz hala çok şükür olduğunuz hala yolma tarlasından geli(r)kene yolda dünyaya getirdim ilk çocuğumu eve geldim, ekmeğ ederiken unuduvumuşuyun doğurduğumu ertesiğün bi elden bi ele Çataltepeye vardım gün doğumu adam eynelin götünde bi yandan başlamış ötebaşdan beri yolup duru adam "-neğ o ğız" dedi, "-yo(k)nusa boşaldın mı" eyneli çıkdık da öyle o zamanın göreseği öyleydi.. "-o(ğ)lan mı, ğız mı" "-eli aya(ğı, düz mü" deyelek sordu "-eyi bakalaım." dedi. eyi bakalım." eyi bakdık, eyi gördük; gün geldi, çoluk-çocu(ğ)ada gavışdık kedi-köpeğede gün geldi; geçimiz de oldu goyunumuz da südümüz, peynirimiz, yoğurdumuz da tavığımızda oldu, yumurtamız da ine(ği)miz, öküzümüz, eşşe(ği)miz atımız, beygirimiz çift de sürdük an başından an başına öküz öldü, koşuldum boyunduruğun öte yanna düğenimiz olmadıysa, tokuçuna döğdük deneyi el tarlalarını başşakladık, bir bir başşak topladık da, öyleynen kaynattık gölleyi hona bi ısdar dokuyuvudum ondan galdı iki belik iplik, çalılara dakılmış bi dutam goyun yunu yuvak-yuvak , erinmedim, eğsiklenmedim, kibirlenmedim el ne deycek diye aklıma getirmedim deşirdim, yudum-yaykadım eğirdim kirmende, çorap ördüm, gözedim.. ötekine heybe-çuval sırıyvıdım , ondan.. berikine yorgan teğelleyvidim de galan ipinen ala-bele golan dokudum onunan sırtıma ebişdi çocuğum şona kıl eğirividim, o verdi iki dutam çöpük yasdık doldurdum, kara çul dokudum altımıza yazdım çuval dokudum içine zehre gatdım güpe-ğündüz elin işine-gaydına seğirtdiysem zabbaha gadak kendime böğün çul, yarın çuval ertesi ğün yatak-yorgan ellerinkinden âlâ oldu yasdığım, yorganm, döşşe(ği)m ben de gız gelin etdim, ağa kızlarından eğsik değildi çenizleri ağa kapılarından gelin aldık, geri galmadık, urbasından, başlığından tam çalgı çaldırdık ağalar gibi bizim de yaddan yabandan okucumuz geldi o(ğ)lumun-gızımın herbirinin; hasırını, çulunu, yasdığını, yatağını, namazl(ığ)asını, he(y)besini, sandığını, kendi ellerimne dokudum, tırnağımınan gazandım evlatlarımın heş birini el sırasından geri go(y)madım her birinin geçimi eyi osun deye onnardakı öte-beri ben de yok evelallah, neye..! he! el içine garışcaklar..el içine eller esgerden geldi de !! ö(y)leyken everemedi evladını ben onbeşinde everdim bobanızı ’erken galkan yol alırımış erken evlenen döl alırımış’ bu köyde güçcü(ğü)ken bi bobanız evlendi bi de Bedel’in Memedali ağan ya bi çuval çıkaramasın ya da bi işin hakından gelemesin "-ben senin yaşındaykan evliydim" derdi emme bana galırsa siz siz olun esgerciliğinizi yapmadan eliniz yarım ekmek dutmadan götünüzü dövlete dayamadan evleneyin demeyin eliniz yarım ekmek dutdu mu(y du) size kim olursa geli(r) ağada bey de gız mı yok bobası verme(z)se gaçar geli(r) ağa da olsa eliynen getiriviri(r) ağanın gızını istemeye gedersin veri(r)se alır geli(r)sin vermezse döner geli(r)sin yeterki eliniz ekmek dutsun bırağın sizi dilediyse kendisi ğelsin bi ğıza gırk gişi talip olmuş isdetmiş de gız bi gişiye varmış kulun nasibindeki neyse gaşşığında o çıkarımış mal sa(hi)abı mülk saabı demiş hanı bunun ilk saabı mal da yalan, mülk de yalan var birez de sen oyalan denilmiş helbet var bi hekmeti bunu deyen durduk yerde mi dedi zahar bakdı gördü ne, “benin” deyen ağalar, beyler, göşdü o da düşündü düşündü, düğümü çözdü “hanı bunun ilk sahabı” dünne iki ğapılı bi hanımış bi ğapıdan giren öteykinden çıkarımış kimler geşdi ğetdi deği(l) mi birezde biz oyalanacaz bizde gatar edecez göçü ……… sıra bize ğeldimi bi de mürüvetinizi gördüm mü Allah’dan ne isdeyen hinci her şey nasip-gısmet işi nasibine gayıl olmalı gişi nasip-gısmet varısa da birez de galgımacık va(r) galgıdın gene olmadı kadere gahretmecen, “ne senden ürüku ne benden kıyam, selamın aleykim aleykim selam” demecen bi gapıyı gapadan Allah kırk gapı açar ertesi sabah yeterki do(ğ) ru yoldan ayrılma tevekkül et Ta-al Allaha do(ğ) rulukdan şaşma, neye biliyon mu bi yetimin tüyü bitmedik sabi sübyanın hakkını bile-bile ye, olu nu? valla çoluk cocu(ğu)nda çıkar, bi defa ne demişler bobası eder o(ğ)lu öder bu dünya böyledir ademoğluu,.. çoluk-çocunda çıkar Canab(ı) ı Allah böle gurmuş düzeni vardır bi bildiği bizim aklımız ermez neye dersen ana-boba olunca görüsün dünyada evladan gıymatlı bişiy yokdur ki demiş Hak Teala sizi birez de evlatlarınızdan imt(ih)an etcen bu olmasa düzen mi oludu len, din mi galıdı yau” “-bak eyi dinne, ben sana deyviren bi, dova ederkene “-Allahım” de “-do(ğ) ru bildikleriyin mutlu gıldıklarıyın yolundan ayırma” gerisinin vardır bi hekmeti..” ne isdersen isde, “-herşeyin hayırlısı” de neye dersen, neyin hayırlı olup, neyin olmadığını Allah’dan başka kimsecikler bilemez ona ğöre ne demiş “sizin hayır bildiğiniz de şer, şer bildiğiniz de de bi hayır vardır onu ben bilirin” işdee sen de onu dile, kahretme feleğe, işler yolunda getmeyince neye dersen her şey kendiliğinde getceğse dünne de sana ne etiyaş var söz temsili, su yolunda akar geder emme su bekçisine de etiyaş var herkeş Allahın gulu! .. işdee meseleme bu ……… DİPNOTLAR yakılmıştır. emer kalmak: bebek, anası tarafından emzirildiği dönemde anasının ölmüş olması yanaşma: uşak, devamlı işçi marazlı: hastalıklı, acınmak : şikayetçi olmak, halinin perişanlığını anlatmaya bir sürü sebep saymak, birini diğerleri gözünde aşağılamak kötü göstermek, kov, dedi-kodu hona: ona, (buna) yuvak-yuvak : zaman içinde, defalarca kendiliğinden birikmiş, yuvalanmış sırımak: sıkı sıkı, çok sık dikiş ala-bele: renk-renk, belli bir ahenk olmaksızın, ala-bele: düzensişz, kalitesiz, oradan buradan (ekin yolmak, temizlemek için) çöpük: koyunun paçalarındaki pislikli, çöpelli kullanışsız kısım çöpel : çöp zehre: zahire, tahıl, arpa-buğday vd. oku: davetiye, düğüne buyurun mesajlı havlu, bez, gömlek vs. okucu: düğüne köy dışından gelen davetliler gayıl: razı EVİMİZDEN YUN YASDIK YÜZÜ Anamın el emeği gonuşan ıramatlık eben Döndüce ÇALI/ Sh: 1609 |
Allah ömür verirse zaman içinde insanın her bir şeyi tamam oluyor.
uzun soluklu bir bölümdü ders manasında öğütler sıralanmış
hayırlı Bayramlar Üstadım