temmuz gülüşüindine indim bugün yüreğimin ellerine doğan sevgimin en derinine yırtılmış gibiydi sanki göğsüm içinde acılara mızrak saplamış dualarım ve birinden kaçsam diğerine tutulacağım gözyaşım.. .... çırılçıplak bir gülüşün dudak kıvrımlarına saklanan hasretim kan misali dolaşıyor damarlarımda kimsesiz kalan mutluluğum da ellerimdeki ateş parçalarını bilmezmiş gibi kusursuzca göz kırpıyor uzaktan içimin senden kalma viran şehirlerine.. ki ben de anlamış oldum böylece kutsallığına inanılan sevdanın her türlü aymazlığa yaradılıştan gebe olduğunu.. ahh sen ne kırılgansın solumun soluğu çarpıp duruyorsun hiç durmadan hücrelerime çarptıkça daha çok özlüyorsun daha çok ölüyorsun.. aydınlığın mürekkebi bitmiş bir kere fayda yok hep karanlık damlıyor gökyüzünden görmüyor musun.. inadı yol yapan çırpınışların ya da herhangi bir şarkının satır arasından fırlamış ezgilerin kime, ne faydası var ki artık daha öğrenemedin mi yüreğim masum bir temmuz gülüşünün bile geçmişe yol geleceğe yön verdiğini.. .... emel güneysu |
Kutsal sevdanın yönünü tam belirleyemeceğini,gözyaşı,hüzün,özlem ve bu yoğunluktaki karşılıksız sevginin dualarla düzelebileceğini ümit ederiz..
İçi gizemlerle dolu şiire beğeniler ve şaire selamlar.Daim saygılar.