Gündüzü olmadan Bir sabah daha geceden gelir Elim değişir Taşların ilk ustasına kadar İbrahim mendilinde taşır şükrünü tövbe kapısına beyaz kapımda beni bekleyen günah binlerce yıldır çürümüş ağzıma ulaşır senin damağında kalır rahmet
Balkanlar’da kılınan ilk namazı hatırla Rumeli’ne ulaşan akıncı inançlı bir insan Kulağında biraz küpe Bana da ibret ola gözüm dikiliyor aç rüzgarı göğsüne beyaz yataklar ulaşır sözü söz olan peygamber dirilmesi an bir heybetli şarkı beslediğini anladığında ellerin yüzüne serilir
Bana da acı Acımak ne insani bir acı bibırak muhalif kalsın yorgan kelimeler yarendir azı bilene başladığında her yangın okuduğundan azıyla anlarsın her an karanlık olabilir gözlerine yüce giysiler senin dikkatinde
ne kadar yıl yüreğin ağlamak gelir de kan giyinir coğrafyası kucağın yakışmıyor bu kadar kırmızı susamış dudaklarına boylu poslu bir neşe sarılıyor sen hafif artık kıvır saçlarını omzunun amazonları deli bir kahve tüccarı olunca ekmeğe giderim sebepsiz
eskimeyen merhametin gerçektir aklımı bir bıçak alır gözlerin
Bak hele ne kabayım da Yetişip kirazları yalıyorum sağlamlık geçiyor çölde imanlı bir deve kurtarır bedeviyi düşsem eteğinden kaldırma eteğinde ne bulduğumu bilsem ancak görünür dalgın hakikat yer yer yaralar üzeri şişer gözlerine merhamet dağılır ancak beni su üzerinde yürüyen nilüferden sorabilirsin döşemelerin kiri de kurtarmaz bırak öyle kalayım karanlıktan uzaklaşmaya ne kadar sonra yol alınır bir nebze Hayy serpilen aklım saçlarından çıkıp gidiyor çocuklara üç tekerlekli bir an düşüyor babası kahveden gelinceye kadar televizyonda bir Amerikan filmi tutup yunusları sevmeye benzer senin ellerinle kapatmak düğmeyi bacağından çıkarıncaya kadar bıçağı sevgili dostum Selçuklu, avuçları toprak kokan adama bir bilsen ne çok sevdim ben de insanları olmadık yalnızlığımda yok olsalar da bir an da seni düşündüm ancak göründü gözlerin ancak uçtu bir kuş kafesinden o kitap, ancak dağıldı canevinden üzüme çıkmayan ayete üzüldüğümüz incir tanesi sevinçlerin de zeytin doğuran hazirana kaldık hep bir baharın ortasında kaldı yaşamak
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
'yareler' şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
'yareler' şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiirin boşluk aralarına serpilmiş olan dini bilgiler mi desem rivayetler mi bilemedim,adı her neyse çok güzel bir oluşum sağlamış.Maskülen ögeleri daha ağır buldum son kıtadan itibaren..
Birilerine seslenme ihtiyacı duyduğumuzda kendimize yoktan kadınlar ve adamlar yapar ve öyle sesleniriz. Yoklukları nisbetince de anlamsızlaşırız. Çünkü ne istesiğimizi tam olarak bilmediğimiz gibi, ne kadar anlaşılabiliriz kaygımız da vardır.
Attila İlhan'ın şirinde dediği gibi, ki Ahmet Kaya bestelemiş ve çok da güzel söylemişti; ne kadınlar sevdim zaten yoktular..
Evet seslendiğimiz, dahası özelmele, yakıcı bir hasretle seslendiğimiz insanlar, düşsel kahramanlar aslında yokturlar.. Biz bütün ütopyamızı bir ete-kemiğe sığdırmak istediğimizden eti ve kemiği olan birini severiz ve onunla yaşamak isteriz.. ama seslendiğimiz ve içimizdeki boşluğu dolduracak olan yoka seslenmekten de alamayız kendimizi..
Bu yüzden olabildiğince ölüm kokar, intihar sudur eder sözlerimizden.. Ki gönül sazı başka şey söylerken keman eşlik eder ışıltıtlı intiharlarla falan..
nasıl güzel temenni dilenir inan ağabey bilmem pek. evvela gecesi gündüzü hikmet dolu şu günler inşallah hem ailene hem de ülkeye güzellikler getirsin. sabit kalabilelim İslam hakikatinde inşallah. on beş gün serin geçecek dediler ramazan da, aslında sevinmedim değil. bir de bu ramazan da gariptir, eski yıllaırın ramazan özlemini hissedemedim. hz. ömer r.a. imanın sağlamlığından demiş ramazana olan özlem de, ciddi korkuyorum kendimden.
'Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından. '
orromantik bir söylemle vesselam. dikkat edesin kendine.