Aşılmazın Duvarında Uçuk Bir Göz YaşıVar oldukça iki pembe defterlerde açarmış aşk şiirleri. Dökülse de kalbe kırık bir lambanın isi. Altını çizseniz de alıp götüren vazgeçenleri Mutluluğun çeşmesinden... yeniden akarmış inanmanın sesi. Esen yelde ararken merdiveni... Varsın olmasın soframda hiç bir şey diyerek duygularımla ağırlıyorum bugün yine Seni Pembe bir gülün harcını ödüyorum acının vergisini ödeyerek. Mahmur bakan gözlerim kırılsa da vebadan diz dize oturmayı seçiyorum gölgene sarılarak. Yüreğimin sert kayalarına değiyor ışığın El ele tutuşuyor gizlenen iki yürek... İkiz doğuruyor sevdamız aydınlanarak Üç destanlık bir ateş yakıyorum Geleceğin günleri uzanıyor önümde adın adımda koşuyorum anılarıma Hayalimin atlısı öyle bir toz kaldırıyor ki Görmez oluyorum dünyayı .., İçimde ikinci bir insanın saadeti yalvarıyor şiire Upuzun bekleyişlerin seccadesinde adı yarına* mahkum bir şaire... Alın yazımızın çatlayan kuraklığında Nisan yağmurlarıyla sevişip en ücra köşelere akıtıyorum özlemlerimi İçime işliyor inatla yeşeren umutlar Aynı yollarda yürüyorum defalarca adını sayıklayarak. Üşümüş bir kayada ellerini düşlüyor ellerim Gözlerimin ortasında, gözlerinin ortası öylece kalıyorum Kurşun sıksalar geçmez aramızdan biliyorum Yüzyıllık bir gülümseme ile dudaklarının tuzu değiyor hatıralarıma. Yağmurun saydam dakikaları titrettiği geceden Gamlı bir ağ sallıyorum okyanus gözlerine çarpan denize.... Menekşe gölgelerinde tenin vuruyor kıyılarıma Usunu sıyır hadi bize gidelim diyorum gerinerek uyanıyor yankı sesinin yangın yerinde. Uçuk bir gözyaşı damlıyor yalnızlığıma. Avuçlarımın yerine kanıyor gözlerim.. Yaralı bir çiçek susuyor aşılmazın duvarında. Ferda,ca *yarın;ferda |