Tırtar / Hans
"-o halda eyi belle
onnar Türk değil Müslüman" "-Türk tabi" "-Türk" "-Türk" "-ya onnar Türk değil Müslüman" "-hepiciğimiz önce Müslümanız, sonura Türk" "-her insan İslam fıtratına göre doğar, müslüman yaşar, öyleyse" "-yaa amca bi Alaman çocuğu önce Alaman’dır .. yani Alaman doğar, böyüyüp de aklı başına geldikten sonra isterse Müslümanlığı seçer, Müslüman olur isder gavur.. "Eşhedü enla ilah-a il-Allah! ve eşhedü enne Muhammeden abtühu ve Resulühu” demeden evel.. yani; kelime-i şahadet getirmeden Müslüman olunmaz" "-Hans gibi desenize" "-tabi tabi bizim Müslümanların temiz, ahlaklı olduklarını görünce marağ etmiş adam camilere gede gele Kur-an Dili’ni ö(ğ)renmiş bizi(m)kinnerden daha dıkgatlıymış namazına neyazina" .. beş fakıt namazını geçirmezimiş o sene vahtı gelince Hecaz’a getmiş.. sakal burakmış.. .. garısı da Keşlime-i Şahadet getirmiş müslüman olmuş emme namazına-niyazına aldırış etmezimiş “boş-ol” deyoru, müslüman bi gız alıyoru bizim hans! hans dediniz de; boşverin siz eften-püften tezvir davayı da ben size bi Hans meseli deyiviren "-söz temsili Antelle’de vakıt bu vakıt, yazın orta göbeği bizim Türkün biriynen, Alamanın biri arkadaş olmuşlar Alaman her sene Antelleye epaplarına gelir orda yazlar tatil ederimiş sabala(yın) gakdımıydı bizim Türk! söz temsili hasan! "-hans kaş" derimiş hans işaret barnağıynan "-biçcik" deye işaret ederimiş hans bizimkine sorarımış bizim hasan gasım-gasım gasalır, beşbarnağının beşini de açar, "-beş" deye işaret ederimiş ertesi sene bizimki sabah-sabah gerneşirimiş "-hans kaş" hans gene "-biçcik" deye işaret ederimiş hans bizimkine sorarımış bizimki gasalır barnaklarıynan "-dört" deye işaret ederimiş ertesi sene bizimki üş hans gene biçcik taha ertesi sene bizimki iki, hans gene bi-tek.. aradan bi(r) sene daha geşmiş bizimki bi(r), hans da biçcik. .. derken bi(r) yıl daha dolanmış, bu sefte hans gerinelek "-benim bir Türko!"demiş "senin" deye işaretinen sormuş bizi(m) ki baş barnağıynan işaret barna(ğı)nı yuvarlak yapmış “zıfır” onun uçun epaplar elinize, dilinize, belinize sa(h)ab olun mukayeet olun her şeyin “azı yarar çoğu zarar”dır az verip bezdirmesin çok verip azdırmasın dile(y)eceğseniz Allah’tan dileyin üş guruşluk şey uçun, gula gul olma(yı)n emme eyi yanını gene de siz kendiniz bili(r) siniz” bizim ki ha; bi “yaralı barnağa işemek” isder dutun isdemezseniz dutma(yı)n o sizin bileceğiniz iş biz eyi bildiğimizi doğru gördüğümüzü size deyvimek mazifemiz iki gün sonura “vay ben bilememişiyin vay benim habarım olmamış vay sen bana deyvimediydin vay benim aklım ermeyodu ben o zamnnar çocuğudum” demen yeter neye! ? hiş bişiy onsekizindeki gibi olmayo olmaz,.. olmaycak;.. olamaz ves-selam” “-eyi de Yakıp emmi öyle olsa no’lcak ben seni bildim bileli bekersin” ? “-o başga me(v)zu ordan hiş daş galdırma Allah böyle emretmiş benim elimden ne ğelir? ul-ül emre itaat!” “-ağa gıvırma bakalım epap a cuvapber bak deliğannı ne dedi sen Hans, mans üsdünde hekaye annadıyon da gel bakalım esas meseleye ben seni bildim bileli bekersin deyo Hans’ın biçciğini boş ver de Cücenin O(ğ)lan neytdiyo bunca fakıt” “-valla böğüne kadar yok çocuklar güçcüğüdü, yok gelceğin taygeldisiydi armıdın sapıydı, üzümün çöpüydü derkene gedenin yerine ilayık bulamadım teklifatıları öne düşüp yol gösderennere gücendim bile Allahları var olmadı, dolmadı deye idare etdik de hinciki aklım olsaydı çocuklar böyüdü evlenen getdi el gapısına gala-ğaldı Deli Yakıp bi başına hani eş-dos(t) olmasa da insan odaya, pacaya gayfaya çıkmasa var ya canın çıkıvırıp gedeceğmiş gibi şükür! yaz ayında ovaya almalığa sürmeye sulamaya ellerinen, sabbahınan inerin yolmaya harmana dedikleyin gönül avınıyo, beden yoruluyo ki insan uyuyo da, değil mi gışın gayfa ha deyinçe açılmayo giriyon adam tüttürüp durudur, cığarayı “hu meredi işme” denmeyo hafsalam almayo hincikinneri valla biz de gencolduk emme ne deyen hinci .. göz-gözü görmeyo oda dersen ikindin geçeni onu daa.. ağşama varmadan “mala maşakata bakayın” deyen goyup savışıyo ağşam getdin miydi, ordan yadsıya camiden çıkıp bille herkeş evine dağılıyo sabaha gadak gözünü dik dur olmayyo, zabah olmayyo onun uçu aklınızı başına de(v)şirin başınıza benim ettiğimi etmen! .. “-eyi de Yakıp Emmi sen boş ver otu-çöpü de gel beni dine sana bi enik dutalım eyi yannını kendin bilisin de höyle eli-aya(ğı) düzgün halal süd emmiş biri ırasgeli olu(r)-ğedersin neye dersen hinci çocuklar bakıyollar ikiğün sonura onarın da çolk-çocu(ğu) etişcek ev-ev üsdünde olmaz.. biri gakar dutar bişiy der zoruna ğeder valla uykun gaçar iki ğün sonura bu ğadak genç olmacan elin aya(ğı)n dutarkana geçer hurda on sene sana gelen neye gelsin goca-ğarı olu ğeder de sen bi başına edemezsin gel ı-ıh deme sana bi “can yoldaşı” bulalım senin uçu da ha bi(r) “gönül şenniği” olu(r)” “-len yeni yetme bu gördüğün deli Yakıp var ya garnının doymadığı sofrada amin demez işini görmeden gusül etmez işini gördürmeden yö(v)miye vermezdi emme..” .. “-gari gurt gocayınca paninin irezili olur” derler ben seni biliyon, aklın sıra bize bi(r) neşe gatacan sen de gevşek ilaf etme de aldım gabil etdim, bak hinci o zaman beni eyi diğne;” .. “-garı dediğiyin adı bir garannıkda dadı bir” emmee sen Bazarlıyı bilsen bu teklifatı getirmezdin zati en(de)ki dedikleriyin hepiciğini biliyon fazlasını biliyon, hesabediyon valla varısa da Bazarlı’nın “üsdüne gül koglaman” gari hu zamana ğadar oldum getdim, bundan sonura heş olmaz gari.. olmaz gari ağğa!” “-hinci bana ırazı gelen yemeye geecek kendini avıtdırmaya yemeye, gezmeye ö(y)le ya benim garı avıtma vahtım geşdi gari garıyı geşdim ardından bi de başgaları çıkar ay-aydın yol belli işi-ğücü yoğusa Deli Yakıp didinsin dursun gari. eveli adamın birinin iki garısı varımış su isdese “-ağşam nerdeysen ondan isde” ötekinin yüzüne bakmadan “-mavı öneceği kime aldıysan ondan isde” dece(ği)m bundan sonura evlatlarıyın yüzüne bakamazsın kendi öz evlatlarını unudursun daa elin döllerine bakarsın valla değmez gardşım talla değmez.. bi zamannar bana ismi ilazım değil köyün brinden senden eyi olmasın epabın biri “len Yakıp” dedi “gel sana hunu alıvireyin” emme garı da nassı.. kabadayı bişiy… Allah var o vahta gadak canım da bişiyler isdeyo hinci ne yalan söleyen, emme iş essaha bininceee “len Deli Yakıp” dedi “-zati bu garı eyi bişiy olsa, gocasıynan eyi olu(r)du öyle ya, çoluk-çocu(ğu) ? NOT: Deli Yakıp nam Yakup Kaya tarafından kahve ortamında anlatılan "hekaye"lerinden biri.. Allahtan rahmet dilerim.. Çalı Sh:1345 DİPNOT yazlamak : yazı geçirmek, yazlamak-kışlamak gerneşmek: kollarını açarak ciğerlerini olabildiği kadar doldurmak, burada kasılmak-böbürlenmek anlamaında kullanılmaktadır kasalma: kasılma, şişinme, böbürlenme, horozlanma, dayılanma, kendiyle övünme |
su gibi akıcı hayatın gerçegini yöresel şiveyle okumak
haz veriyor dimaga yüregine saglık hocam