değinbekdiğinden tiren kalkar oralı değil nereye otursam toprak çekiyor çaresi yok dolup dolup boşalıyor bütün adresler sonra bütün adresler mektup zarflarında kalıyor ne yazık bi kere bile çalmıyor kapıyı postacı buruyor kapının zili kendi değinliğinde yekpare olur olmaz şeylere önsöz olmak zor ses boğuk çıkıyor evdeysem gel tekrar ve tekrarla her akşam yatarken gözlerimi sokakta açıyorum köşebaşında vurulmuş umudum lambanın altına sığınmış yalnızlığımın yanından siyah bi kedi geçiyor sürtüne sürtüne alçak sesle bi şarkı boşalıyor üzerime yan pencereden sırılsıklam bi yoksunluk ne başta var ne üstte şehrin en dişlek yerinde teyellenmiş başıma gelenler eğnim boyu sökülüp gider bi rüzgar lazım şimdi sabrını zorlayan gözlerime kirpik tutmazlığına uykumun diken diken dönsün dönensin kendi oyuğunda kapaklarına dargın yüzümü seslice yastığa koyayım dağılsın hevengin mürdüm rengi babamın elindeki tesbih taneleri gibi camdan bakarkenki bi rüzgar esmesi bi devrilmesi koca bi yaprağın dalından ki konup kuşcana kalkan |