Geç vakit terennümleri
yalnızlık duvarlardan başlıyor önce bakmaya korkuyorsun
sonra alışıp kendi kendine karşı evin penceresine doğru konuşuyorsun ama ben denizi bulsam martılarla bile selamı sabahı keserdim ikiyle ikinin dört ettiği her yerden uzak bir ömrü ta baştan seçerdim göç vaktidir şimdi gelin dem vaktidir selam vaktidir yaşayan bir ayyaş için değilse bile ölü bir derviş için benden vazgeçin göğüs kafesimde yeni bir ağrı var şiddetli değil usul usul gecenin orta yerini hafif geçince bir de üstüne yattığımda sol kolumun içimde koşturan atlar sanki düşecekler gibi peş peşe geliyorlar bir düzlemde kalmış tek eğriyim ben mi uçurumum uçurum mu ben kurulu bir saat gibi boşalıp çıldırıversem zehir zemberek artık sur’a mı üflersiniz sıratı mı kurarsınız beni mi kesersiniz bilmem umurumda da değilsiniz eski çok eski zamanlardan gelen sesler duyuyorum yangının ortasında kalmış mahlukatlar gibi çaresiz ve çığlık çığlığa vasati kırk çöp olan bütün kibrit kutularından ölesiye nefret ediyorum çünkü çirkin tıraşlı saçlarıyla bol paçalı pantolonların ceplerinden düşen aşık kemiklerini civalı zarlarla karıştırdığım gün bütün oyunları kaybettim ben sonrasında el el de baş başta gidilen bütün yolları uzattım mütemadiyen duyuyorum zihnim yol haritası üzerine kurulu ölü diyarların evet evet bilemediğim bir lisandan kopup geliyor kelimeler alt alta üst üste ne yağmur ferahlatıyor ne güneş bunaltıyor artık iklimimi gözlerimin önünde halka halka çukurlar ne ben görüyorum ne beni gören var bir el bulsam da sürsem yüzüme bir el bir el bir elveda kadar küçük vakur yalıçapkınları gibi gökyüzünden daha da meşhur perdelerin Üzerlerine konsam sizin olsun şehirleriniz tarlalarınız evleriniz iki yakası kavuşmaz gömlekleriniz behçede sarmaşıklarınız kedileriniz köpekleriniz düz ayak işleriniz yokluğuna küstüğüm varlıklardan habersiz giden bütün trenler dönsün yarasız merhemler raflarda kururken açık yarama oturmuş kurtlar gibisiniz olsanız da bir olmasanız da şimdi hazırlıklarımı tamamlamak üzereyim eylüle çıkmam öyle diyor ayak mafsallarım çünkü bir ayrılıktan döndüm üşüyorum |