HÜZÜN İKLİMLERİ...
Kuru bir yaprak gibi
savrulan kırılan dökülen insanoğlu ne kadar düşler öldü kirpiğinin gölgesinde öyle derin yürekteki kesik öyle derin bakışın uçurumun yamacında öylesine gür büyüdü içinde öfke nöbet tutuyor gözbebeğinin içinde nasıl sitemli dökülen yapraklar kimbilir sonbaharlara ağaçlara dallara yaşam suyunu kesen solgun her gün gün batımında bulutlanmış her hüzün dizelerinde dolaşıyor yağmurlu iklimler uyan ey güneşin oğlu güneşin çocuğu uyan ilkbahar çalınmış dudağının mevsimlerİndeki hudutlarından sende kanatlarını çırp kuşlar misali ezmesin ezilmesin yüreğin yoksul yoksun yorgunluğun düşmesin yollara yayan yapıldak cama dayanan akşamı aydınlatsın mavi bir şafak alnının haritasında çizili gideceğin şehir varacağın sokak avuçlarının içinde dursun umutların düşlerin hayallerin sımsıcak nasılsa; ne yapsan ne etsende her çocuğun bir hikayesi var acıların küllerinden doğar yaşama sevinci bilirim ki; her karanlık geceden sonra mutlaka şafak söker aydınlatır bütün günleri bir deli mavi gün ışığı! Nurten Ak Aygen 10.03.2016 |