Tırtar / İlkaşk - Sofrazufrada herkeşden sonuraya galdım kı Özlemin garşısına oturayın emme ne mümkün gardaşım ondan yanna bakayın deyelek başımı galdırdım mıydı dayısının ğızı Gara Haçça gözümün içine içine bakıp duru gaç bi “bakan olur, gören olur” öyle ya “el var eşik var elalem ne der” demeyyo bırak eli, bobasını file dagmayo yau? … fira beni kesiyo ağzı durmadan çen çen çen gözleri fildir fildir.. ele avradını … “tehnede mehnede file eline geçirse yeyip yudacak valla azgın-guduruk eşşolueşşeg” ben sovuk sovuk terleyoruyun onun kimseyi dakdığı yok ele valla billa gözleri; gocası asgerden gelmiş yeni ğelin gibi ıldır ıldır, huna bakmayan deyon ya öğüme bakıyon ya ho taraflara bakıyon ya banamısın demeyyo iki de bi “-abi-mabi” ayaklarıynan aklı sıra beni cerbediyo göz göze gelince soluğum daşıyo sesim gısılıyo kendimi dutamayon onu geşdim, bobasının ağzını açıp daa heş gızına “çüüş!” dediği yok bu nası(l) mez(h)ebi genişlik, annayan varısa beri ğelsin “at sa(hi)bısına ğöre kişner” deler ya yalan deği töbossun depesine indirilecek bişi(y) bu Kel Garanın, Kel Hacça belki kimsenin umurunda deği emme Kel Haçca, beni kendine bakmaya mahkım ediyo olmadı hiş başga yerde yoğumuş gibi taa benim öğümden ekmek alıyo duzlug isdeyyo olmadı veriyo gerisin-geri su dolduruyo, kimsecik yoğumuş gibi bana uzadıyo “buyur” ana valla dadından yarlıyo mubarek bi de şirinleşiyo kuu aklım şaşcak gudurmuş eyicene gudurasıca geeet! sanısın; ben ona havasın “bobam mar”, başgaları var file demeyo ar damarı çatlamış fira beni kesiyo ha-bire dikizleyo duda(ğı)nı yalayo! valla göz-ğöze geldikmiydi ben bozarıyon dilim dutuluyo da; onun yüzünde, donuz derisi gerili uruhu file duymayo da.. benim derdim Özlem başga bişiy değil de valla Kel Haçcaynan aramızda “bi mazi” var sanacak yok valla billa o farkedecek deye ötekinner görcek deye ben Özleme Özlemime bakamayon bi türlü dinine yandımın belki Özlem de bana “yüzüme bakmayo” deye geçiriyo işinden, gızgılı belki bana kimbili(r) beni hafakan basıyo, aah Özlem ahhh o hengamenin orta yerinde Gızıl Hava da çıkıp gelme(z) mi telaşına sinirli hemi de nası, hesap sorarcasına, zufraya oturmadı.. sekiye.. ta anancıma o da belki hundan bi zamannar evlerinin öğünden geçerken isderine isdemez gözüm perdenin arkasından ona ilişdiydi işin aslı o da bana gapbeleniyo Allah biliyo ya bireş de fingirdeg bişiyidi cilveleşmeğ isdeyo aklı sıra umrumdaydı sanki bizim gonşu ğızı, Kel Haççanın de(y)ze ğızı namı diğer senin Gızıl Hava .. beni kesbetmeye gakıyo üsdünü değişdiriyo ayaklarında bana galısa bireş ı ıh baya baya bildiğin has öz gurampa türkü filen söyleyo “ince geyerin ince penbe yakışır gence insan bi hoş oluyo sevdiğini görünce” evin içinde gısağollu keyiyo açık-saçık dolaşıyo saşlarını darayo bazı bazı yediğinden bana vermeye gakıyo bi seftesinde almayı dişlemiş verdi bi sefer de gocaman bi armıdı “-sen armıtdan annarsın” dedi alsam mı, almasam mı Allah’ın orasbısı aklı sıra bana “-işaretden anlamaz ayı” demeğ isdeyo gari öyle ya bazı da fesliken koklayo bana vermeye gakıyo bi ğün elindeki gülü kokdu bana uzatdı “-haralda sizin harımda gül açmayo olsa biz de görü(r)dük” deme(z) mi gancık!! sanki gül olsa verecek başgası yok öyle ya! anam bile fehmetmiş “uzak dur hundan” dedi bişi biliyo ku başga bişiy demedi iresmen başa bela emme ben de kendimi orda buluvuruyon bi fıznan pıırr neyse.. gene böyle bi ğünüdü göyne(ği)nin işindeki gülü gözlerime baka baka kokdu bana verdi Allahım Ya Rabbim yau aklı sıra beni yoldan çıkaracak üsdümde galmaya ğakçak ondan ötürü ben ne zaman oradan geçiyo olsam, gözlerim onnarın pencerelerine dakılıyo isderine isdemez bizim gızınan da oldukça sıkı-fıkı ben ordan geçerkene mahana filen bulamadı mı bizim ğıza sözde selem ediyo abidik-gubidik işde bennen olmadık muhabbetler guruyo falancadan örneğ almış bek gözelimiş “ona da bellede(yi)n” “-Macar Ebe hasdaymış öyle mi? len garı ben kendimi bildim bileli küküm hıh hemi ben nerden bileyin osdurukdan teyyare selam söle o yare yok işde “-ine(ği)niz buzalamış öyle mi” adını ne godunuz len bunu alt tarafı bücük! sanki çocuk da Ez(a)eninen adını mı gocaz erkekmiy miş, dişi miymiş üş seneye galmaz o inek olunca sarığızı sağ(a)cak biri ilazımımış yani üş seneye galman öyle ya! elini şabık dut dam başından saksağan.. “-dellal ne deyo” “-ganal ne zaman akacağımış” “-i(l)k yoklaman geldi mi” “-esgere ğetmeden nişanlanısın ğari esgercilikde nekdipsiz gomaz seni(n)ki seni heş değilise yolunu ğözleyen biri olu belki de evlenisin de tosunun bekler yolunu” ulen bu ne demek nası(l) bok yemek iresmen şeytanımın aklını çelcek “ehli keyfe keyf veri gayfanın gaynaması eşşe(ği) başdan çıkarı(r) sıpanın oynaması” hesabı bu eyice gudurmuş valla yoyukmuş deyon içimden gerdek gecesinde gebe galı(r) bunun böylesi cıplak gıça şaka olmaz get öte yannına bacım töbe töbe biğün gene böyle ordan geçiyon içerden türküler filen geliyo perdenin gıranı gene gıynaşık senin ki gene üsdünü değişdirme rollerinde perdeyi birden “çağışdadak” aşdı zert zert “-ne o len” sonura gerdanını gıralak “-Memet aga yonusa beni mi dikizleyon” deme(z)mi efe valla gıpkırmızı galdım “-yok yau, Hava gardaşıma da bak, heç olur mu öyle şey, sen benim bacım sayılısın, ben hiş öyle şey yaparmıyın” dedim emme…. rengim-solu(ğu)m getdi betim benzim getdi.. “-tabi canıımm tabi, bilme(z) miyin heş” deye hınzır-hınzır, güldü, fettan şey yaşına-başına bakmadan beninen oynadı kedinin fareynen oynadığı gibi “-hadi orasbı senin alaca(ğı)n olsun” dedim emme bi da da golay-golay ordan geçemedim mezbur galıp da geşdiysem de fızınan, soluk bile almadan, heç o yanna bakmadan bereket versin bi gören, bi duyan olmadı, valla köyü terketmem ilzamıdı işin aslı ……. eyi ki ne o zaman öyle olmuş da ordan geçip yanılıp-yenilip de adım çıkmamış Gızıl Havaynan hinci n’olurdum Özlem duysa Özleemm hayatımın manası ömrümün bereketi can suyum caaan caaannn cannn!! DİPNOT fira/vira: sürekli, durmadan, biteviye, sürekli devamlı kesmek: kur yapmak için bakmak iki de bir, sık sık cerbetmek, cebretmek : zorlamak, mecbur bırakmak, başka çıkar yol kalmamak cebir: zorlama hafakan/afakan: bunalma, sıkıntı gapbelenmek: kahpelenmek, cilve yapmak, kur yapmak fingirdek: oynak, şuh, kahpe, zilli, yosma umur: aldırış etmek, ka’le almak kesbetmeye kalkmak: iç etmeye, kendine mal etmeye çalışmak kurampa: kurmak, planlı davranmak fesliken / fesleğen : kastedilen reyhan üstünde kalmak: bekaretinin bozulması durumunda onunla evlenmeye mecbur kalmak mahana: bahane, sözde sebep buzalamak: (süt veren hayvanlar için hamile) gebe kalıp, doğurmak kıynaşık: yarı aralı gibi, isterek aralanır gibi yapılmış |
memet özlemle yanar bir başkası memete...
uzun ara oldu şiirleri okuyamadım nihayet geldim lakin yine uzak kalacağım siteden...
kaleminiz daim olsun okudum keyifle şiiri