'maldoror şarkıları dinleyen salata'zamansız gençliğin pişmanlığıdır bir ömür ararsın bulunmaz bodrum basamaklarında tozlu birkaç adım sonrası astımına sokulan karga burunlu dirayetinden emin olunca yaşıyorsun bana hiç öyle gelmemişti seyyar tezgah üzerinde Dostoyevski bizdendi ve raskolnikov gencecik bir arkadaş aramızda gece yarısı bir Somalilinin karnına saplanan bıçakta az biraz bizim de kabahatimizi saydı gerçeklik doğruca yürümekti aslında tek gayem okudukça büyümeden vuruyorlardı elma kurdunu kurşun yine sınıfın en suskun öğrencisiydi doğan güneşe hava katıyordu emek yalnız makam farkından kaybetmeye başladık insanlığı sen çıkıp geldiniz, çoğuldan tekile haysiyetli bir sevda tutunduğu hanların en temiz mefruşatçısıydı seyyar sıkılıyorduk eyyamına ödenen taksitlerde her vade günü parasız kalmaktı hayat reyhanına kadar gittik, cumhuriyet camiye takılmaya başladı eski alemcilerden recep, adı gibi yine bir recep ayında günlerden perşembe toprağa koydular cenazeye yetişemeyip, kıymalı pideye denk getirince taziyeyi haberin geldi uzaklardan, bir telefon yeterliydi sanırım ayrılmak vaktine yakın, sahi; her yaz nasıl da uygundur yalnızlığa kayalıklar ardınca güneş yakarken adamın sırtını dosdoğru sırrına kadem basılıyordu, bahanesi koca bir yalan toprağa uygun bir şekilde çıplaktı hepimiz kiminin içi dışından feci yangınlardayken bir liraya bir çay bardağı limonata satıveriyordu çocuklar kulaklarında kiraz çöpü, ayaklarında midye kabuğu haberine uygun doğurdum sancımı haber niteliği taşımayacak kadar da yalnız içime içime söndürdüm tevekkeli ateşi etime dokunan tel oldu, banklarda ağustos unutmadan şarkılar da söyledim zihnimin en kanlı harplerinden galip çıkana; bir somun yasemin sonuna değin denizler yetişemedi bir tereddüt merakı gibi sokulurken kendi koyunda dinamitler patladı kimsenin göremediği yüzünden uygun bir söz sarf ederken, düştü namuslu bir söz yere hepsi birden aynı kelimeye sığdı maldoror şarkıları dinleyen salataya sevindi balık döküldü gerçeğime saplanan pullar ılık ılık kırılacağını biliyordun her camın bir gün. |
Öyle doluluk oranı çok fazla.
Altın oranı yüksek sözler...