vakit tamamayak uçlarıma düşen bir karanlıktır hasretin gün ışığı misali gözlerin düşerken gözlerimin ufkuna anlayamadım seni bağışla beni ölmek bu mudur? belki de sen anlatamadın bana sen hiç kendi bedenini omuzuna yüklenmiş bir ceset gördün mü? gecenin karanlığına karışıp yavaşça ayaklarını sürürken sokaklarında ki ilk darbeyi senden aldığı besbelli ve çok da kederli belki de kusacak tüm gerçekleri gün ortasına oysa ki güneşli günleri anımsamaz ki ölüler bilirsin karanlık bir ayazı saklarken soğuk avuçlarında ve dar zamanlarda yağmalanırken masum sevdaları sis çökmüş sokaklarında öylece bağlanıp kalırlar şimdi isimsiz mezar taşlarına başını yaslasan ne olur ki kaçak tenhalar kadar korkarlar artık yaşamaktan ve cayır kuşları kadar ürkektir hep gözleri amansızca kumsalını döverken hırçın dalgalar onlar susarlar ve dudaklarından dünlerden kalma küflü bir çığlık kopar geceye düşen yıldırımlar gibi çarpar suratına ve sen vicdan mahşerinin kıyısında kalırsın ayın ak göğsünde çekilirken sular saatler susar dipsiz uçurumlarda tutunacak tek bir yer ararsın bütün yalnızlıklar ağlar gidenlerin ardından ve bilirsin ki... tek tek kanatlarından vurulmuştur artık anka kuşların ağır ağır çekilirken kan damarlarından solarsın zamansızca umutlarını asacak tek bir yer ararsın hayallerin savrulurken güz rüzgarının koynunda ki yüzüne inen bir gelincik gülümsemesidir işte o zaman anlarsın ki... vakit tamam ay/su |
Sunduğun Şiirin alevli yangını dizeleri de tutuşturmuş…
Şiir tadında kutlarım…
…………………. Saygı ve Selamlar…