ruhumdan süzülen ölümler....Ruh daralır kapalı kapıların kilidi unutulmuş deliklerinde, Sakladıkların keser boğazını, İçinde sıkışmanın cezasına çarptırılırsın, Celladın;ruhundan kopardığın gizlilikleri tutan ellerin… Kinini akıttığın okyanuslara soktun, bir cümleden oluşan vücudunu nefesini uğurlarken; cansız bedenine gözlerimi dikiyorum gülümseyerek, bahar havasında güneşin seni; en tepeden dikizlediğini hayal edersin… mum erir bedeninde, ruhunda delikler açılır, içinden iğneye sarılı acılarını geçirip dikersin… okursun kaybedilişlerinin yazılmamış yapraklarını… henüz açılmamış çiçeklere soruyorum; sahip olduğum ruh nereye ait diye? ateşlerde buz tutan bedenimin çözülme vakti gelmedimi? İçimdeki gizli isyanları rahata kavuşturma zamanı gelmedimi?? Ruhumdaki delikleri kapatırmı herhangi bir neden? Bedenim küle dönerken gülümseyebilirmiyim karabulutlara? Çığlıklarımın; sessizliğe isyanlarını daha ne kadar bastırabilir umuda aykırı düşen yüreğim?? Sabitlenmiş bi uyumsuzluğa emanet edilmiş dünyamı, kurtarma çabasında yok olduğum kabuslarım geliyo gözlerimin önüne.. Ellerinin gırtlağınla ahengini izlersin, bir köşebaşında hayallere dalarken.. Ellerin başına bencilce, sevimsizce dokunur, Gözlerin gördüklerini kinle selamlar... Hayatın hançerini yediğin zamanların tozlu kalıntılarını okursun kitabında… Açık yaralarını kapatmak için kurduğun saatinde bakarsın akrebin ve yelkovanın duruşuna Ağzımdan çıkmayı bekleyen sözüklerim düşer boğazımdan içeri, sessizce boğulur kendi içinde… gidişlerimin öyküsünü yazacağım belki dakikalar sonra… emanet etmek istiorum ruhumu ilk defa belirsizliğe… sonsuz özgürlüğe..sonsuz donukluğa…. Korkmadan düşmek istiyorum şimdi; gözlerinden kayıyorum anlamsızca… Tutunduğum dalların koparılışını izleyeceğim gözlerim kanlı bir vaziyette… Nefesimin yettiği kadar haykırmanın verdiği sevinçle yıpratacağım, kitabımın henüz okunmamış yapraklarını… |