cehennemden doğan sensizliğim...Sayıyorum ışığın söndüğü yerde geçmeyen saatleri. İçime akan gözyaşlarımı siliyorum zincirlere bağlı ellerimle, Rüyamda uçuyorum yine yanmış kanatlarımla.. Akrebi ve yelkovanı olmayan saatimi ayarladım yanında olduğum düşlerime Bağlanmış gözlerim hep seni görüyor siyahlığın kızıl gölgesinde Tutulmuş dilim hep seni haykırıyor,alevlerden kendini kurtarabilmiş kalbime Cehennemin ölüm kokusu yaktı senin kokunu özlemiş burnumu Suskunluğum haykırdı, ve yerden kesilen ayaklarım izler bıraktı kirli dünyaya yine doldu hücrelerim özlemle. Kulağıma fısıldadı meleğim sesini Ağıt yaktı geceye sessizliğim... Gökyüzü mateme büründü, Siyahın en koyusu oldu gözlerimi yakan Acının en derin çığlığı oldu kulaklarımı sağır eden... Dudakların,gözlerin,ellerin,kokun,sesin yok etti bulunduğum sensizlik cehennemini Asırlarca yandığım cehennemi terk ediorum şimdi sessizce... Tüm siyahları kapadım,kırmızının en koyusunu açtım Alevlerin yükselmesine izin verdim beni son kez yakacağını bilerek! Gerçek özgürlüğümü aldım ve uzaklaştım sessizliğin yankısıyla sensizlik cehenneminden... Asırlarca çektim içime sensizliğin acı dumanını Şimdi sana sarılıyorum korkusuzca, Aşkın tüm başdöndürücü kokusunu içime çekiyorum Seni içime çekiyorum… |
gün gelecek biz de aynısın ıyapacağız..
bir cehennemi terkeder gibi çıkıp gideceğiz bir kapıdan..
kim bilir nereye..