zamansız gelen karanlık...Karanlıkların düzensiz zamanlarda, İlizyonla kör edişine tüm ışığı,alıştı gözlerim.. Düşüncesiz kalp atışlarım beynimde derin yankılar uyandırıyor, Parmaklarımı duvardan aşağıya kaydırmaya başladım, Derimin yırtıldığını gördüm duvardan aşağı süzülürken ellerim… Kızıl bir karanlıkta uykudan uyandım,ateşten bir yatakta, Vücuduma batan dikenleri çıkaramadım henüz, Damarlarımdaki pisliklerden kurtulamadım, duvarı yıkarken parmaklarımla. Kalbime kara bir tünelden geçebilirmisin gözlerime bakarken? Ateşten çemberimde okyanusların esintisini bırakabilirmisin? Düşüncelerimden oluşan zindanlarımda boğuldu ruhum, amansızca ağlarken özgürlüğe.. hesap sormak gerek bazen karanlıklara, karanlıkla gölgelerin dansının gösterisini izlemeyi unutmadım bugün yaşamla ölümü barıştırmayı denemeye çalıştım kendimce, pembe düşlerimde… gecenin bana karanlığı bahşedişine minnettar kaldım bugün, öncesi sonrası belli olmayan saatlerin içinde kayboluyor bedenim, özlemlerimin utanıp kendini içime hapsedişleri, aniden kapımı çalan yalnızlıklar.. içimde fırtınalar kopuyor hiç dinmeyen.. grimsi bir yalnızlık sarıyor üşüyen bedenimi, ve ben yavaş yavaş düşmeye başlıyorum kimseyi rahatsız etmeden… |