Gidişinden Damlayan Son MürekkepYetmez bir çocuğun feryadı, Yetmez bulutların gözyaşları, Ne dalgarın kıyıya nefreti, Ne rüzgarın kulağını sağır eden çığlığı Üflediğin nefesi kattı ciğerine, Tutsaklığa boyun eğdi, Izdırabı sevgiyle yaşadı…. Küçük bir tebessüme aldanmış küçücük bir kalp! Karanlığa hüküm giydiren bir tebessüm! Bir türlü sevemediği gardiyana emanet etti gözyaşlarını, Denizin son köpürüşüne bıraktı kederini Bilmediği şehre olan tutkusu kesti dönüşü olmayan biletini, Bilinçsizce isyanlarını döktüğü yıpranmış hüzünlü sayfalar… Bildiği cevapları karaladığı şeffaf mürekkebi olan kalemiyle.. Ve şeffaf kalemiyle yazılmış,cevabını içinde sakladığı okuduğu kitabıyla gitmeye karar verdi Hala geçmişten kalan kokuyu çekti içine sessizce, Denizin nefretini izledi sevgiyle,gülümseyerek, Çünkü denizde herdefasında kıyıya vurulmaktan yorulmuştu, Denizde biliyordu tek yoldaşıydı Ay ışığının kederine verdi saf sevincini içinde kalan, Gülüşlerinin ışığını sundu gittikçe büyüyen karanlığa, Cam kırıklarını sıktığı ellerini sardı son bir kez, Kırıntılarını yediği umutlarını koydu çantasına Boyandı tüm kapılar siyahlara,çekildi karabulutlar pencerelerin önüne Ve sonunda bıçak kemiğe dayandı,gitmek vardı tüm düşlerinde, Görmek istedi;benim dediği sevgiyle bakan gözleri, Sarmak istedi;üşüdüğünde,yalnızlığında sığındığı bedeni, ….. |
Sarmak istedi;üşüdüğünde,yalnızlığında sığındığı bedeni,
Yüreğinize sağlık. Saygılar.