Tırtar / Kış
"nassın, eyimin,
çoluk-çocuk nassı" “-elini öperler” “-Allah acılarını göstertmesin” “-Allah size bağışlasın” "-şükür emrine, siz nasılsınız" "-iyiyiz Elhamdülillah, yenge nasıl" "-nasıl olalım işte, iyiyiz iyi filen değiliz emme adet olmuş işte iyiyiz deyoz" "-eh! şükür olduğumuz hala" “-yumbarlanıp gediyoz işde” "-sürünüyoz altı yok babıç gibi" "-ha işte! iş güveysinden hallıca " "-valla iyiyiz desek de gün-günden eyiye getmeyo ee kepek yavaş yavaş tükeniyo da hepiciği mahana" "-senin annacağ(ı)n bi aya(ğı)mız çukurda “-ha! işde deben düş dedikleyin” "-debeleniyoz işte" "-arpa tükendi de edemecez ga(y)ri" “bu gışı çıkarabilmiyiz bilemecen de! çıksa da ı ıhh” "-unu eledik, eleği asdık" "-Rabbi-l alemin emanetini alsın deye bekleyoz" "-hin(dik)den ke(y)ri) şahan olup, guş avlacak değiliz ya işte!" "-satdık, savdık bi köroğlu-bi eyvaz galdık" "-eskiler demişler ki; bi mıh, bi nalı, bi nal bi atı bi at bi adamı götürür" "duvarı nem, insanı gam göçürür" işde beni de bi avrat götürdü kendi ğetdi, beni göçürdü tevekkeli insan baya kendi gabulleniyo öte tarafa getmeyi "-üsdelik akranlarımız da galmayıp batır" “-bizim yaşımızda epey oldu ga(y)ri bizim gadar yaşamayan kimler geldi geşdi Gısıroğlu öldüğünde kırk küsüründeydi biz onun ömrünü iki tefa yaşadık hinci yalan deği(l) görünen köy gılavız isdemez vakıt tamam oldu mu, azirail beklemez adamın biri ne hekmeti varıdı da neye nasip olduysa yaren olmuş garağış’ınan , gavilleşmişler garağış “ben gelceem de sana habar ederin sen de ona ğöre ehtiyaşlarını tedarik edersin” demiş gün günü govalamış, güz gelmiş yapraklar sararmış herkes odun ederkene bu yan gelmiş yatmış etrafdan hadi odun edelim dedilerse de bu “-garağış benim ehpabım olur o gelceende bana habar edecek hinci eftiklenmenin nüzümu yok ben taa o zaman odun kesecen” deye ‘kulağının üstüne yatamaya’ dövam edelek epiyli bi arpa tüketmiş günü gelmiş, ayaz olmuş kabayel almış, bodos savırmış ya(ğ)mır ya(ğ)mış, ortalığı sel almış gün gelmiş her bi yanı gar gaplamış ehpabı garağışın kendine habar etmediğine tedariksiz yakaladına canı sıkılmış seninki yorganın altından başını uzatmış buna bi hitdet bi azametinen çatmış “-hani yaren-idik, habar etçe(ği)din” diye “aşmış ağzını yummuş gözünü ” ağzına ğeleni esirgememiş, çalım satmış garağış “-len epap güz geldi göşmen guşlar gatarlanmadı mı yapraklar sararmadı mı ayaz olup ya(ğ)mır ya(ğ)madı mı “-göşmen guşlar getmiş yapraklar sararmış, ülüzger esmiş yağmır yağmış ortalığı sel almış ondan sonura da çiçek aşcak değil ya hey andavallı ” demiş, ardına bakmadan getmiş bora, tipi, fırtına yerden almış, göve savırmış onculayın, bizim bağda da yapraklar sarardı ga(y)ri bundan sonura domurcuk verip çiçeklenecek değiliz tabi ha emrine şükür emme eyi, emme kötü biz de az yaşamadık geriye dönüp bakdın mı kimler geldi, kimler geşdi “kimler geldi kimler geşdi felekden un elerdim deve geşdi elekden” demişler neler geldi neler, neler geşdi neler” “-neler geldi, kimler geşdi te bobam tee!! taha dün gibi sen sanısın hiş kimse goyup ğetmemiş hee, hiş kimse” “-adam İsdambola var mış da… bi bakmış her yanı mezer, demiş “-ulen bu memlekette kimse galmamış”, bazar yerine varmış, inne atsan yere düşmecek “-ulen” demiş “-evinde galan olmamış” camiye varmış ma(h)şar yeri gibi galabalık “i(n)hsan bol değil” demiş, “İslam bol” “-ne saraylar gördük veran ne sefiller gördük aş-çıbıldak ne zengin son tefi yeyebildi, ne fakır aşlıkdan öldü denildi hepiciğinin ahiri gara toprak” “-toprakdan geldik, toprağa gedecez emme iki ğün evvel, emme üşgün sonura el hasılı kelam bizden iş geşdi Allah bilip duru emme.. ben de farkındayın garağışın geleceğni bilip durun tedariğim Allah gabil etsin kırkından sonura başlasak da abdesinen namaz.. malın maşatın bilmezeye güna(hı)na girmişiyizdir emme şükür Irapbıma öğsüz-yetim hakkından yana soval sormaz işallah bi de varısa gonu-gonşu hayır dovası neye ben gonşularımın hepiciğine dova ederin kendim uçu da ne yandan verisen hayırlısını ver ya Rabbi Allahdan sakınmaz, insandan utanmazına çatdırma İyi bildiğin, mü’kmin kullarından eyle Salih gullarına garşılaşdır beni” deri(m)n çok şükür böğüne gadak dovalarım hep gabil oldu” “-garıncaya sormuşlar “-nere ğediyon” demiş “-Hecaz’a” “ulen andavallı” demişler “-ğeri dön senin ömrün O’na yeter mi” demiş “-heş değilise o yolda gederin ya” düşüymüş yola o hesap biz de düşdük bi yola zabah ola, akşam ola emme illem hayrola” “-çıkmadık candan umut kesilmez, gün doğmadan neler doğacak bakacaz, görecez” “-daha dün gibi önce garip anam peşinden çilekeş bobam sonura eşim-dosdum genş-yaşlı çoluk-çocuk demeden peşlerinden atlı govalayomuş gibi bir bir terk ettiler bu fani dünyayı yaşa-başa bakmadan zengin-fakır ayırmadan bi başıma gala-ğaldım ganadı ğırık göşmen guş misali insan! bölüğün ardından bakağalıyo gatarın habarı olmayo bizden galan var mı deyen yook! yeter kiyne Allah iyman Gur’an nasip etsin” ….. dedem ıramatlık annadırıdı “-göşmen guşlardan biri gatarı bozarsa yanında iki yoldaş galır beklellerimiş bakdılar ki olmaycak müsaade isder gatara yetişillerimiş” “-insannar öyle mi ya gatar, yönü öte gedip varıyo geride galana kimse bakmayo” ………… “-eğsilenin yerini kimse dutmayo i(n)san o(ğ)lana-ğıza yük olmaya kerasınıyo onnarın da….kendilerine ğöre dertleri her dağın kendine ğöre dumanı var” “-her dağın kendine ğöre dumanı dedikleri ğibi öyle ya herkeşin kapısı ayrı açılıyo her goyun kendi baca(ğı)ndan asdılyo misali onnarın ağzı açılsa benden beter dertleri çıkıyo” “-ne o(ğ)landan, ne ğızdan fayda var ölümden nası da gorkardım bi zamannar adem oğlu elden-ayakdan düşmeye-ğörsün hindi-hindi farkındayın ki tek çare ölüm! ahiret gorkusu vız geliyo-tırıs gediyo beniki benden getdikden sonura ölmüş eşek gurtdan gorkmayo insan yele sele gapılmaya ğörsün har vuruyo, harman savuruyo” “-eee az yaşa demiş, çok yaşa ahiri gelcek başa bunun ahiri ölüm tenin de gurda-guşa kemiğin gara toprağa insan oğlu toprakdan gelmiş nayeti toprağa gediyo gedeceğidi madem neye geliyo Allahın takdiri takdi-ri ilahi" töbe estağfirullah günaha giriyoz bi ömür bu gahrı neye çekiyoz eza-cefa kendimi bildim bileli Allah var ya heş de eyi ğünüm geşmedi insan düşündükçene küfüre giriyo çekdiklerine mânâ veremeyo ahiri ölümüse i(n)san bu gahrı neye çekiyo hiş bi hayırlı habar yok hep yitiyo bişiyler gayıplardayız her an acı bi habar her an hazır bi can sıkıntısı insan oğlu yaslara gark oluyo” ………. “-eee Canab-ı Allah alsın ga(y)ri, yetmez mi böğünnere ğadar getirividim emanetini evelisi ğibi deği hinci, her-bi şey var tamam emme heş bi şeyin dadı eskinkisi ğibi deği vesselam olanı dişin kesmez, dişiyin kesdiği, boğazından geşmez” “-i(n)sanın a(ğ)zının dadı bi kere bi gaşmaya-ğörsün hiş bi-şiy içine ilimeyo Allahın balı bilene bal dadı vermeyo arayanın, soranın da olmayınşa ağşamı ediyon hadi bağda, tarlada takkada da gece boyu…………… uykusu gaçıyo da uyuyası gelmeyo insanın sankı gece; bunca yıl geçen ömründen fazla ediyo zati çeyrek sahat geçivise, canın heş hayırlı bişşiy yok kimi ğörsen ürüyanda gan-ter içinde uyanıyon bakıyosun ku getmiş gerçek dünyaya uykun-düne(ği)n kaçıyo dünne yalınız çekilmeyo gocağarı da gedivirince gala-ğaldım tıh-teber şah-i merdan …………… olmayo-dolmayo vesselam” “-len höyle ceneğinden okarı ne olduğunu bileme(ye)cen bi sızı töbe istiğfar etmeye başlayon elim dutup, gözüm görü(ri)ken Rabb-il Alemine emanetini teslim etsem başga ne isdeyen çoluk-çocuğu bezdirmeden ertesi ğüne çıkmaya canın çekmeyo ıramatlık gocağarı, annacığımda kefeniynen “-gel” der gibi, el uzadıyo” bi kehellik çöküyo üsdüme elim-aya(ğı)m işe kayda varmayo gaksan hurdan bi abdas-namaz adem oğlu erindikçe eriniyo” “-Allah sizlere ömür versin” “-amma yaptın amca kedi aynada arkasını görmüş de "-teh ! ülen işte bu yara beni öldürür" demiş ya senin ki o hesap” “-daha dur bakalım epap dün bir böğün iki nez(a)man geldin de nereye gediyon daha oğlan evermedin kız gelin etmedin daha neler görecez be! ‘daha turpun büyüğü heybede’ hemi daha –gafa goçanı - senden eski olannar miyadını doldurannar var kenara çekil de onnar sıralarını savsınnar ben seni bildim bileli fukarasın önce iki yakan bi araya bi gelsin bakalım torun torbaya bi kavuş ondan sonurası golay el salla-savış” "-evlat dalımış torun balımış” "-ölmeyip kalana" “kedi aynada gıçını görmüş dedin ya o öyle deği(l)” “-nassı pekey?” “-bak hinci vahtın be(h)rinde daa önşe ayna görmeyen, bilmeyen bi köye, bizimkinnerin Alamandan teyb getirdiği gibi esgerden geliken bi adam ayna götürmüş, o(ğ)lan gardaşı bi baksaykı, gepegenş kaybettiği, doyamadığı ağası “bi taa görceğmi bilmezdim ağam” deye bayılımış düşmüş, garısı bi baksaykı bavılın yanda bi ayna bakınca ne ğörsün, basmış ağıdı seğitmiş gayınnasına “-noldu gı, gelin” “-oğlunuz üsdüme guma ğarı getirmiş” “-deme, bakayın bii” bakmış “-çıfıtın teki, gı bunun yüzüne ne deyip de bakacak” çığrış bağrışa etişmiş bobası, “-ulan bu gavat da kim” bilmemek zor valla "-dur bakalım sen daha az yorgan yırtmacan goca herif ………. ıramatlık emmime etdiklerin burnundan fitil fitil gelecek daha dur.. ne oldun da ne oluyon emmim ıramatlık senden uçu “o olmasa ben bu gadak daha oludum beni eseltmedi günümü bulutdan çıkartdırtmadı deridi ettiğini çekmeden getmek yoğumuş” “-o iş öyle kolay değil senin bildiğin gibi hiş deği hemi de dur bakayın sen daha bize ilazımsın” “-sen ne dersen de boba bi aya(ğı)mız çukurda hangi gün doğup da batmayo dünyaya gazzık çakcak değiliz ya getmese ıramatlık emmin getmeceğdi iş dutarkana görsen bi! dünnenin ötesini beri getiridi hinci nerde , hanı nur içinde yatasıca kendi de, garısı da hele hele anası Haçça-be ıramatlık gursağımda çok ekmekleri vardır o gedenlerden geçeni çomaçsız salmazdı gabiri cennet olasıca, yengem ıramatlık da aynı Haçça-be tiynetinde yörürkene sanısın metreynen adım atıyo seğidiminen etişmezdik valla da! az yaşa çok yaşa, helbet gelecek başaa hankı sırası gelen getmeyo sizler sağolun, Allah sizlere ömür versin, bi size deği, cemii cümle Muhammet Ümmetine Allah hayırlar ehsan etsin.” “-amin amin” “-de sen at bakalım eteğindeki daşları dikdiğin tiltombaklardan fişnelerden nasibini bi al bakalım aşıladığın armıtları bi ğör bağdan bi cıngıl denele bakalım” böğün dünya yarın ahret ahırı gara toprak bunun yalınız Allah çekdirmesin gapılara bakdırtmasın ehliyalı bıkdırtmasın “hortlayasıca” dedirtmesin insan bu, valla bakması zor olur insan bek ağır olur ebeceğizim ıramatlık varıdı da gabiri cennet ossun “-üş gün yatak dördüncüsü ğünü toprak” deridi gene de Alla(hı)n sevdiği guluyumuş üş gün yattı, ertesi ğünü galdırdık ille emmimi sayıkladı durdu “habar saldık geliyo” dediler meyyit gibi üç gün ses yok, soluk yok nerde……… emmim esger, kim bili(r) gaş günnük yolda hemi de nası habar edecen hinciki ğibi tilafon filen mi var len “gözü açık get”çeğdi zavallının Ala Kemal’ın aklına uydular, emmimin cekedini bobama keydirdiler dee bobam gapıdan girinşe barabar zavallı, dirildi len valla nerdeyse ayağa gakcak emmimin ceketini yata(ğı)na serividiler oyumuş hırkıldağa bindi fazlada sürmedi hoca Yasin okurkana barabar ses alıp veremedi emme sankı gözlerinde bi nur ışıldadı.. hoca Musaf’ı gapatdı, içinden okudu üfledi, zati sekarete binmişidi bi “-hüff” deyividi o gadar, hoca, sağısa gulakları çinlesin, öldüyse Allah ırahmet etsin “-höküm Alla(hı)n başınız sağ olsun” dedi ölüvüceği heç aklımıza gelmezdi gülelek, geddi ırahmetli meleklere gülerimiş öyle dediler.. Allah hepici(ği)mize iman-Gur-an’ınan getmeg nasip etsin. “-amiyn” DİPNOTLAR hallıca / hallice : diğerlerine göre daha iyi durumda hindiden keyri: şimdiden sonra, bundan gayri, bundan sonra arpa tüketmek : yiyeceğini yiyerek azaltmak, ömrü geçirek anlamında kabayel: lodos, güney batıdan esen rüzgar kuzeyden esen rüzgara "Yıldız" kuzeydoğudan esene "poyraz", doğudan esene "doğu" güneydoğudan esene "keşişleme’, güneyden esene "kıble", batıdan esene "batı", kuzeybatıdan esene "karayel" denir. bodos: lodos, ağzını açıp gözünü yummak : çok öfke ile ağzına geleni söylemek andavallı: ahmak, beceriksiz, bön veran: viran, virane son tefi: en son zaman, nihayet utanmaza çatmak: nasip olmak, kısmatinde utanmaz çıkması, rast gelmek yönü öte : arkasını dönüp, başka tarafa bakmak kerasınmak: ar etmek, çekinmek beniki : benimki, benim olan kehellik: tembel, uyuşuk, ağır, mıymıntı teh / toh /tüh: pişmalık sözü ahbap, kafa koçanı: nüfus cüzdanı miat: süre, kullanma süresinin sonu vahtın behrinde : vaktin birinde, vakti zamanında, çok çok evelden yorgan yırtmak: debelenmek, çabalamak anlamında denelemek/tanelemek: tane tane yemek sayıklamak: uykuda konuşmak, burada kendinden geçmiş halde birinin adını blli belirsiz tekrarlamak şeklindedir. Yasin Suresi Kuar’an ın 36 suresidir. Ya Sin (Ey İnsan), eceli yakın hastalar için okunurdu Musaf : Mushaf, sayfalar, Kur’a ın kitap şekline getirilmiş haline Mushaf denir. höküm Allahın : hüküm, karar Allahtan, elden bir şey gelmez, Allah kalanlara ömür versin anlamında başsağlığı Resim için Sn Rıdvan Kubilay Yenere teşekkürler |
Keyif alarak okudum.
Emeğinize, yüreğinize sağlık…
Selam ve saygılarımla...