Üşüdüm Sevdanın ÇöllerindeYırtık dokunaçlarımın eskimiş gölgesi üşüyor uzaklarda Bir kadın karları eritip su dolduruyor aşkın sürahilerine Ateşi yudumluyor gönlüm, içimde sönmemiş vahlar Buğuyla şiirleri karıştırıp yağmur sağıyorum günlerden Hangi zarı atsam yeryüzüne, günlerden hep yalnızlık Yerinden sökülmüş dikişleri ayrılığa ilmekliyor anlar Hangi çölün kumlarına yazdın aşkı, hangi sahradasın! Yitip gittim tutkunun sorgusunda, son günaydınımsın Küle sevdalı ruhumun kurumuş ağaçlarında sonbahar Hangi yangın eritmiş dağları, dizlerimde ahirim intizar Sil göğsümün hicran yarasını, kırgın dallarımda kuşlar Üşüdüm sevdanın çöllerinde, henüz gelmeden kışlar Çehremde çürümüş zakkumlar, usumda çocuk gülüşün Ört unutuluşun kapısını, cehennemim olsa da öpüşün Gözlerinin derin ırmaklarına al beni, denizlere dökülsün Sana sevdalı bu yüreğim kâinatın sarı sularına gömülsün Selahattin Yetgin |
Ört unutuluşun kapısını, cehennemim olsa da öpüşün
Gözlerinin derin ırmaklarına al beni, denizlere dökülsün
Sana sevdalı bu yüreğim kâinatın sarı sularına gömülsün
Final harika yapılmış hocam seslendirme de gayet başarılı ustaca..