Özlemim Dağ Çiçeği
Ruhuma sessizce yayılan kokunla
Bir ırmağın kolları gibi özgürüm şimdi Soluğuma karışan gizemli bir yelle Sözlerinin türkü dokunuşlarıyla doldun içime. Bilir misin, ırmaklar neden türkü gibi dökülür? Avucumuzun tam ortasında bir doru kısrak Neden dörtnala gider? Bil ki, tuzlu ağıtlara benzer yangın yürekte Ve biz, her sevdaya çarpılar atarak büyürüz Közlenmiş bir ateşin etrafında otururken Mızrap dokunuşlarla içli türküler söyleriz. Haydi, bozkır yüreğinin yağmur bulutlarını indir ülkeme Usul usul gir içime,dokun kabuk bağlamış yaralarıma Arada bir olsa da, avuçla yüreğimi, bak gözlerime Sözlerin düşsün ansızın gecelerime. Bazen susarım ben, şiirlerim beni dinler Kimi, uykular sürerim yorgun imgelerime Bir fısıltı olur aşk, büyür içimdeki sevda ağaçları Gözlerime gün ışığı dolduran merhabanla Seni usuma perçinleyerek yürüyorum şimdi. En unuttuğumuz şarkılarla, dilimde hüzzam makamlarla Tam ortasına otur yüreğimin Yeniden dinlenen, dinlendikçe başa alınan ezgilerle Sana yürüsün ruhumun bütün bahar çiçekleri. Bırak ardında kalan tüm yangınları, dün unutulsun Ölümsüz rüyalardan söz et bana, içinde onur olsun Sevişmelerimizin terleri günlerce ırmaklara aksın Firari bir aşkın gül destelerini sür yorgun ruhuma Ömrüm eşsiz yüreğinde tamamlansın. Selahattin YETGİN |
Vurgun yeri gibi sessizlik,
üşütücü bir fırtına
seslensem duyar mısın dağ yamaçlarına.
Eyvallah koca adam.