yakalım bu şehri birlikteyaksam bu şehri ve karşısına geçip iliklerime kadar ısınsam s e s s i z c e gölgelerin hasretleri çağırdığı bir gece yine üzerime giydirdiğin suçlar yapışırken tenime hangi masala yaslasam başımı hep kederdeyim sen yoksan bu şehirler yıkılsın gidişinle şimdi hasretin yüreğimde ağırladığım yağmurlar kadar ağır deniz tenimi döverken kıyılarının yerine ve ellerimde umutsuz meçhul yarınlarım sonrası yok sonrası zifiri karanlık işte oysa ki... her takvim yaprağında ömrümü kaybederdim her saniyede hasretin vururken can evimden ölüm aslında insanı s/aklar bilir misin ? haydi gel... yakalım bu şehri birlikte şimdi başını yasladığın yerde cehennem ateşleri yanar gece umursamaz su uyurken kendi düşlerinde ve bütün sokaklarımda yine hayalin gezinir haydi gel yakalım bu şehri geceleriyle birlikte ay/su onsekiz ocak ikibin onaltı |