Kızıl Şafaklardan Çekelim Hasretin Ağınıseni sesini kokunu gülüşlerinden damlayan baharların yüreğimde çiylenen titreyişini özledim… ebemkuşağına fısıldardı yalıçapkını ötüşler sırtında kavrulan kum taneciklerinden denizleri içerdim değgilerinde sevişmelerin delindikçe yıldızlarla yamardık koynumuza akan o boşluğu henüz tüylenmiş cıvıltılarını saklardık kanatlarımızın birbirimizden ayaklarımızın altında sere serpe o koy deniz kabuklarına dolan anemonların sarhoşluğuyla Ege’ye salgılanırdık yanardı alacasında Cunda o vakitler bakışlarından damlardı süzgün yağmurlar toprak kokardın iyotlu tadına karışırdı akşamlar biz seninle sırılsıklam temmuz sabahlarına sağılırdık içselliğinden nida bir kız çıkardı deniz kızı dalardı sırılsıklam derinliklerine ki ah gönlün göğüslerinde kıpırtısı göğün saçlarında tiril tiril nağmeleri rüzgarın en çok mavi kokardın nefesimden kalkardı kar beyazı esintiler kuşlar seğirirdi kirpiklerinden oylumlarında birikintisi lavanta neminin dokunuşlarının alt notları esnerdi epifitlenişlerine bir sevinç sarardı ki senliğimi yine bana uyanır yüzüme döner harelendikçe çığlık çığlığa yanıklarımda damlacıklanan silkenişlerine sinerdin ucu yırtık düşler sızardı fısıltılarından yakamozların dudaklarımda kesik kesik nehirleri gelinciklerin gurubu kadar uçlarından fışkırıncaya değin sancırdın ah !Sanırdım ki dünya duracak o buğusu gözlerinin ruhumdan kopuşu köpüklendikçe ruhunun aşkın kozasına düştüğümüz seslere dinerdik çırpınarak avuçlarımda kavrulurdu tüm ada kıyıyı alırdı kollarıma uzanışlarından gün seli kamaşırdı yalnız nefesin kalırdı yırtıldıkça göğsümde öylesi güneş ıslanırdı ah !Sevdiğim entarisinde çırılçıplak kaldığım kavuştukça kaybettiğim çıkıp gelsen ya tüm bunların içinden gelişin olsam ışığım olsan şafağında maviye çözülse tan ’’Eliz Edebiyat sayı 153’’ |