EVSİZLER VAR YA AZİZİMsoğukta sokakta kalan evsizler var ya azizim onlar diyorum ne yaparlar kar kış günü bizler doğal gazı yakmadık mı evde kızılca kıyamet kopar odunu harlamadık mı art arda dananın kuyruğu bir kopar pir kopar kömürü uyutmadık mı sobada sabaha kadar başımıza gelmedik kalmaz başımızı sokacak bir evimiz var çok şükür ocakta hiç değilse çorbamız demlikte çayımız kaynar kanımız şükür ancak dertte olursa başımız onlar banklarda uyur, atm’elerde saç sakal iç içe girer, mideleri açlık kramplarıyla küçülür sancır ve kanar hepsinin bir hikayesi vardır yüreğimizi ağrıtan, kaderdir deriz oysa kederdir bizi hallaç pamuğu gibi atan kanayan insanlığımızdır damar damar kaldı mı ki insanoğlunda ar, dışarıda kalan var patlamış bir şehir suyu şebekesi gibi kanayan insanlığımızdır pansuman dahi çare olmaz eksi bilmem kaça vurur termometre insanlığımız da eksileri gösterir eksiliyoruz azalıyoruz tükeniyoruz dibi buluyoruz farkında olmadan soğukta sokakta kalan evsizler var ya azizim onların diyorum üst başları incedir, eskidir, yırtıktır şimdi umrumuzda olsun diyorum askıda ekmek diyoruz ya askıda bir ayakkabı bir kazak da olsun belki de bir mont bir oda marka olmadı mı giymeyen gençlere bakıyorum moda olmayan şeyi takmayan kızlara acıyorum haline bakıp şükretmeyen kula kızıyorum cep telefonsuz yapamayan ama dışarıda bir çıplağı gördüğünde yüzünü kapayan ona acımayı dahi beceremeyen ağlayamayan yanamayan bir gençlik aynı daire içinde kendini bir türlü aşamayan doya doya yaşayamayan... aç olan var, biilaç olan, çıplak olan her tarafı viran bir ev gibi akan var sokaklarda kalıp da yüreğimizi yakan var savaşın çocukları kimi kimi yokluğun adamları yok yeşil çaydır, zencefildir, ıhlamurdur bir dakika orada dur kardeşim yağan kardır lapa lapa hastalığı kapa kapa pamuk değil yağmurdur sicim sicim inci değil ipe dizilen ayazdır canı yakan yaz değil dışarıda kalan hiç de az değil insanın içi kanıyor durup dururken insanın içi yanıyor kış günü onları görünce trafik ışıklarında onlar bankamatiklerin önlerinde camilerin ve köşe başlarında her sokağın ne de çokturlar, bazılarına göre onlar yokturlar ayakları çıplak elleri boş gözlerinde bir medet yardım et der gibi sofra bezleri eski yırtık bir gazete parçası lokanta camlarında açlıklarını giderirler baca dumanlarında üşümüşlüklerini... bir ekmek parası verip insanlığımızı bastırırız zemherinin bastırdığı günlerde soğukta sokakta kalan evsizler var ya azizim bu kadar insanı nasıl biriktirmişiz nasıl çoğaltmışız ve nasıl bu hale getirmişiz bu yüzden yaşamaktan utanıyorum ve susuyorum gözlerimde yaşlarla |