Tırtar / Şamatagençler, koç salımının yüzüncü gecesinde yüz toplarlardı maşala alevinde.. torbalar ellerinde. grubun önünde birkaç kişi gıldırka -çan deve çanı çalardı dolaşır her sokağı, sıradan her kapıyı çalarlardı. arpa-buğday, un-bulgur “yüz” toplanırdı.. Çıtır ayşe’den• eğlencelik alırlardı yağmur yağan mevsimler boyunca çamurlu, su birikintili, avluda kaygan dik bir yolu taştan taşa atlaya-zıplaya, düşe-kalka, çamura bata-çıka çelen çalılarından tuta-tuta, öndekini izleyerek olmadı yardım bekleyerek ulaşılırdı bakkala Gökçe Mahmut hahvedeyse İşi görür Çıtır Ayşe büyük bir kayrak taş ayak, bir kaç sırık basamaklı merdivenin tutağacına ulaşabilenler kaydırma altında; pabuçlarında topazanlaşmış çamuru yere sert-sert vurarak, ayağının kahını sürterek sıyırmaya koyulurdu yüzcüler ne getirmişse her şey göz kararı, her şey yarı fiyatına olmadı “peygamber pazarlığı” Kul Osmana kaptırmamak için yağlı genç müşterileri olmadı, açar veresiye alış-verişi üstü kalana “sonura bişiy alı(r)sınız” ya da “-hepinize birer çıynam sakız” bakkal alacaklıysa ki; genelde yeniyetmeler borçlu olunca “-demeyen anana-bobana pazara ğadar “arpa-buyday” takaslanır.. “ya(h)ut yedi dene da(h)a yımırta” “yazmayan teftere” ihtiyaçlar karşılanır.. “hafta sonuna gadak verese” hiç kimse; “etibarına kölge” düşürmek istemez “erkekliğe leke” sürdürmez veresiyeye, pazarlığa “etiraz” etmez hele heleşenklerinin yanında ha? asla ve kat’a ne hesap, ne tetkik, ne pazarlık, ne itiraz Çıtır Aşa; ne dediyse o, “aldım gabil ettim sivrisinek saz..” öyle ya “elden gelen yele” gider tütün.. ispirte; kösme , çizili şeker, nane, fasille şeker, “-sakın teftere yazayın, bobama file deyeyin deme ha!, ben sonura veririn tamam mı Aşa hala” .. o bir yerine üç alsın isterse kimin umurunda. zaman içinde ödenir gider tabi amma heleşenklerin holluğundan amma bakkal Çıtır Aşa’nın holluğundan “Allahın Emri” gibi, ipleri eline geçdiyse “okkabaz”ın heleşenkbaşı Deli Boladın, eğlencesiz, eğlenceliksiz koymaz gençleri çetenin elebaşısı “vizdansızın öğnde ğedeni” hokkabazlığın piri kötü keyf taşıma emi Allahın delisi … bir şamata, bir şenlik bir şenlik ki; provasız, hemen herkes rol alırdı eşşekşakalı oyunlar oynarlardı. ! kimse kimseye kırılmazdı kimse alınmaz kimsenin tadı kaçmazdı geceleri sopayı -mertlek kıldırarak - sayı aldıkları karanlık çeliği oynarlardı birde sinmecik . tun tun yiter olmadık yerlere saklanırlardı bulamazdı kimsecik. Karamercenin çal(ı)lığı, Macarların kocakapının çatısı, Kösenin ceviz ağaçları Irazebenin eriği, Mırı Şabanın yan bahçası bazıları da sınır dışına çıkar muhabbete dalarlar Devecilerin evin arkasında tehlike geçince, bölgeye dahil olurlar yanlarından çocukları uzaklaştırırlar gerekçe “yerimizi çaktırırsınız” çocuklar fişlerler nerede saklandıklarını işin aslı onlar “ayıplı şeyler konuşma” sevdasındalar çok geçmez cıngar çıkardı nerde saklanıldığı mevzusunda bizi şahit gösterirler ama mahkeme kadıya mülk kalmazdı sırası gelen hudud dışına çıkardı küçükleri, pek oyuna almazlardı ebe olanların peşinden koşardık. ebe olanlar evlerine dağılırlardı saklananlar bulunmak için sabırsızlanırdı fıyık üstüne fıyık. oysa gavilleşmişlerdir kendi aralarında sinmecik oynayanlar arayadurur Macar odasında, Tollardanyüzde, akla gelmedik bir yerde, olmadık bir muhabbet çoktan kurulmuştur Deli Bolat sayesinde “bolat dedin mi orada dur(acaksı)n asdanım neye dersen ad aldılar ya “Bolat Tekkesi’nden” hanı bir kaş gızın ardından adak adarlarımış, “o(ğ)lan olsun” deye adını ille “bolat” gorlar goç gurban ederler, değilise yaşamazımış şargada olur eşşolu eşşegler haa!! bizim bolat.. Allah var nakısıdı amma ordan değilidi valla ne şargada ne Akgula(ğı)n Murat” DİPNOTLAR koç salımı: güzün kızışma öncesinde, koçlar koyun sürüsünden ayrılarak besiye alınır. Günü geldiğinde artık koçlar sürüye dahil edilir ve koyunların yüğürülmesi (döllenmesi) sağlanır maşala: meşale / sopa ucundaki kap içindeki gazyağlı kül alevi, maşalamadan mı geliyor acaba gıldırka: küçük çan, oğlak çanı • Çıtır Ayşe: (Çıtır Aşa) bakkal ve kahveci Gökçe Mahmut’un karısı eğlencelik: kuruyemiş vs. tutağacı: tutağaç, tutulan ağam, trabzan, korkuluk kah: yan (diğer) taraf, çıynam : çıynamlık, çiğnemelik, ölçü kösme: iki bisküi arasında lokum, hanımbudu, sıkıştırma, kıstırma kösme: kalın uzun haşkaşlı çörek holluk / folluk: tavuk yumurta biriktirme merakıyla yumurtlamaya devam eder ki, hollukta bir tane yumurta (ya da yerine benzeri taş) koyulur eşek şakası: acımasızca, ebeye (ve ya özellikle birine) yapılan şaka mertlek kıldırmak: uzun tarafını kendi etrafında çevirerek takla attırmak sinmecik: gece saklambacı (sinmek: saklanmak) tun tun yitmek: her biri bir gizli(köşe-bucak) yere saklanmak şargada: haşarı, şımarık, yaramaz, sulu, laubali, serseri |