2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1181
Okunma
“İnsan, ömrü kadar az
Ömrü, insan kadar çoktu…”
Kaç zaman geçti
Gözlerimizin civarından, kaç yol
Kaç çizik attı saçlarımıza takvimler;
Alnımızın ve şakaklarımızın mürekkebiyle
Kaç mektup yazıldı bilinene…
Elde kalan, komşudan alınandan eksik,
Sağlamalar,
Sağlama alınmalar…
Kökü kibrit suyundan ıslak kareler gibi
Mezar taşları;
Büyüğünden küçüğü çıkarılan iki rakam
Arasında yaşam.
Meyyali yokuş bir düzlemde
Birbirine teğet
Yanlış iki doğrunun kesişme hesabında
Sayılara endeksli saygıların saçmalığı.
“Defter-i Kebir’in mutlak ağırlığı nerdedir?”
Topla, çıkar, çarp;
Böl kapılarına,
Kumlarına göm;
Üşüyen bir yüreğe dokunmayı,
Ağlamayı,
Kerbelayı,
Terk makamında bir sevdayı,
Mizanı…
Yaz hanelerine
Kırılganlığını
Ve gücünü, birlikte gülümsemelerin.
Say;
Yalnızlığın herkes olan yanlarını,
Bir daha bak;
Şimdi ömrün elde kalanını...
23.12.2015
5.0
100% (2)