Tırtar / Tokuçdüğün olalı senesine varmadı da(h)a daa çoluk-çocuk da yok bi ğün gayfadan geldim evde bi durgunnuk var Allah var ya aklıma bişiy gelmedi garıya seslendim “-gııı” kimse yok anam hemen atıldı “-gelin suya ğetdi ay Memet” emme sesi garakgın .. öyün vahtı benim gelce(ği)m belli gahırlandım emme ordan bi çomaç aldım boğazıma durdu vallahi-billahi, aşşa endim ahır kürünecek davarın batmaları samanlanacak hayvannar sulancak köy yeri işde, bilisin ya bireş de sövelek-sayalak etmiş-dutmuşuyundur haralda geri gayfaya vardım ben daha ilerden gelikene “-bura ğel bi(r) enişde” deye adı ilazım değil biri höyle gayfanın öte yanna doğru söykeldik etdi-edemedi adam suşluymuş gibi, yere bakalak elindeki tesbihi gerdirelek bi(r) kaş tur atdı beni suşlar gibi, agalık edalarında “enişde be!” dedi .. ne ğadag bekledi bilmen.. nayetinde, etdi, edemedi ağzındakı baklayı geveledi-meveledi bin zahmet çıkardı “-enişde be.. ev hali olu(r) böyle şeyler bizim gıza da de(y)cemi dedim malla müsaden olu(r)sa hukumuz yoğ emme benim hatırıma bizim akrabayı alıp gelelim sizin gapıya senin habarın yoğumuş gibi olmuş.. olmuş bi kere.. olmayaydı eyiydi .. boş ver, sen de bişiy deme hiş bişiy olmamış gibi tabi biz yaşca, başca senden güçccüğüz emme biz bunnarı senden önce yaşadığımız uçu senden bi adım ilerde tecirbeliyiz annaca(ğı)n, gellabam(r) ileri-ğeri zokurdanmış haralda o da anacında durmayan deyelek evden çıkmış bize ğelmiş, emme çıkamamış hurası burası derkene dayımgile gadak varmış görsen valla billa bek nadim bin pişmannar olmuş iki ğözü iki çeşme geri dönüp de varamamış müsadenne ben eletivireyin hinci olmayaydın eyiydi emme olmuş bi kere gari sen de bişiy deme küreleni(r) ğeder, yeter ki sen seslenme ağır ol yeyni olma vay geldiydin getdiydin deme bu bahsı bi ta(ha) da aşma” “-ne deyon bizimoğlan sen yau” demeye nüzüm galmadı, emme valla –billa başım döndü o ha-bire bişiyler annadıyo da annadıyo(r) “neyimiş onun garı gaşmış da bita getirmen” demiş de ben or(a)da değilin gafam gazan gibi oldu, dünne başımda dönüyoru, ki yahay “vay bee” … keşke yer yarılsada içine girseydim hemi de bu sabi-sübyan , daha dünkü çocuğa n’oluyoru başımda bi iş var da emmim-dayım duru(r)kana “vay anasına be!” öldüm-bittim; ele avradını tertipmiyiz, mekdep arkadaşımıyız, daha dün gıçında fisdanınan geziyodu ne zaman adam oldu bu da! el sırasına girdi mükellef oldu.. gala gala buna mı galdık gerçi Allahı var o bana garşı gusur etmez emme benim de bunu dakdığım yokdur höyle bi yörümedik aynı bahar nadas etmedik barabar öküz gütmedik iki beşlik bozmadık gayfada kıyat oynamadık mencilisde oturmadık galabada eşek guyru(ğu) kesmedik peşimde av panisi ğibi çevvikler durur emme aldırman neyeyse.. ha hanımlar çocuklukdan beri ırafıklar bu arkadaş da dığdığının dığdığı, olmaz olsaydı fırsantını gollayomuş demek ki! vay it oğlu it vay, ulen düşdüğümüz hala bak dığdığının dığdığı dış gapının mandalı garının akrabası, onun uçu bazı “bacanak”, bazı “enişde” deyoru işine geldiği gibi netcede emme…… gocca köyde bundan başga kimse galmadı mı da bu işleri halledecek valla bi canım sıkıldı ki sorma “burnumu dutuvusan canım çıkıvırıp gedecek” ta öyle.. yani hinci bu hanımefendi ömür boyu aynı yasdığa başkoycağı beni bırakıp getmiş de hunun hatırına anasının evinden geri gelecek, bana ma(h)kım olacak öyle mi vay anası be! gerşi bu tingoza değil de aklı başında akabir dakımından biri olsaydı başımız göğe mi erceğdi valla odaya pacaya gedemezdim de merem olu ğederdim şükür her işde bi hayır vardır yalan deği.. “-bana bak bilader” dedim neye ğetti, n’oldu m’oldu demecen madem getdi kendi bili(r) valla sakın getirmeye filen de gakma(yı)n bobam mezerden çıksa da ayaklarıma ğapansa “ı-ıh” bobamın tahi hatırını gırarın hele sen, sen bu işden uzak dur goçum eyiykene kötü olmayalım öykemi senden çıkarmayan bi da(ha) yüz-yüze bakamayız sen yerinde sağ ol..getireyin file demen hurda bi çay işcen eve gedecen.. o gadak!” onu orda silkividim gayfaya yöneldim, bireş konken oynayan vakıt geşsin deye emme gayfanın gapısına varalakdan aklım başıma ğeldi len o(ğ)lum hinci ordan “olmadık biri ” gakar da “-senin garı neye ğaşdı” derse der mi der, elin ağzı ayran kesen değil ya büzecen üş paralık adamlara ne cuvap-bercen gapıdan döndüm biri yolumu kescek, golumdan dutcak deye ödüm sıtdı sanki köyden sürdürcek bi suş işlemişiyincek beni bi ter basdı, bi dayfaldım kıı valla eve kendimi zor atdım eve vardım emme; okarı çıkamadım, doğru ahıra, o mubareklerde hala yatıyollar.. olsuuun…. ahırı yengatdan, bi ğözel sildim süpürdüm vakıt geşcekleyin deği(l) emme bu garının ettiği bek gücüme ğetdi ulen “aldın” deyen yok, “satdın” deyen yok “üzümün çöpü, armıdın sapı” deyen yok olmamış gibi olmaycak eyisi mi? bu iş burada bitsin, gatil olmak işden deği(l), biri sana gatil desin hırsız, pezeme(n)k, döyüs desin umurunda olmaz emme en yakınnarındakı, senin birirbirin, ayilenden biri böyle bi sıkıntı verdi mi var yaa gözün dünneyi görmez valla orda oluvusa do(ğ)rar köpe(ğe) atarsın ulen arkadaş konak gibi evde üç baş gişi nerene sığamadın yahu bana, benim gibi birine yapılır mı bu bundan sonura i(n)san bağrını gubarda-gubarda gezebili(r) mi o iş bireş zor gari ilk iş bıyıkları kesmeli bundan kelli, erkeğin deye ğezmemeli emme haklı da olabili(r) goya anam bunu “can yoldaşı” bildiydi anamı gırmayan evde huzursuzluk olmasın deye de bana deyviremedi belli anama ilaf ettirmeyce(ği)mi bili(r) ne deyebili(r).. ele!.. ezzatını …? köyden getmeyi gafaya ğodum valla-billa başga elimden ne ğeli(r) emme elin adamı öyle demez ki “bi anasına bakamadı” deller “elin gızını gaçırdı da silkividi” deller “garıynan anlaşamadı, hakından gelemedi” deller “çocukları olmayo da onun uçu” deller “dulgarı çocuğu deği(l) mi, “ver yesin, ört uyusun” anca bu! elinden başga iş gelmeyo” deller “geçinmeye gönlü yoğumuş da mahanaya bakıyomuş” deller “garıyı memnin edememiş o da gomuş gaşmış” deller “iki garıyı badaşdıramadı” deller deler de deler gali.. elin ağzı ayran kesen mi? elle(yh)!!.. ne zorumuş gardaş? beygirleri daradım öküzleri kaşa(ğı)ladım, anca(k) ağşam bi türlü olmayoru … akşam olmayoru ele-ğüne görünmeden bi (y)okarı çıksam anama ıraslamadan eve bi sokulsam otura galmışıyın batmanın gıyıcığına erkek adam a(ğ)lar mı derler ya gözlerimden siğim siğim yaş boşanıyoru hinci ben ele ne decen? ele-ğüne irezil olduk, eyi ki bobam ıramatlık bu hallarıma şahit olmadı gahrından gederdi zavallı; emmimgil zaten mahanaya bakıp durular “biz elimizinen verip durukana bizim gızı almadın da” üsdüne üsdelik bok yeycek gibi bunu aldım gaşdım cekdiğim cereme verdiğim başlık da ona keza, hani dedim ya “fakır osun, bende görsün” deye gülüşüvüdüler.. en yakınnarım bile göya en yakınımdakınnar uzak yakın fark etmeyo, demek kiy-ne gardaşın bile olsa fırsantını gollayo tökezivisen de ayağın bi kayvısın da düşdüğünü görse de bi çıynayvısa “akreb etmez akrabanın akrabaya etti(ği)ni akreb çekmez akrabanın akrabadan çekdi(ği)ni” yalan deği(l).. hayat öyle bişiy işdee vay beee! derdimi ele nassı annadyın ona-buna acırkana başımıza ğeldi Allah var, valla kimseye gülmemişiyindir, emme Allahdan gelene ne denir, hinci bunda benim ne gaba(ha)tım mar sabah keyindim, mallara endim eşşe(ğe) bindim, ekinneri ğezdim doğru türüs ne gayfaya ğederin ne cığara içerin ne eller gibi yalan yannış iş işlerin kimseye “hacat” deye varman kimsenin dedi-ğodusunda de(ği)lin? dedim ya.. emrine bin şükür.. bereket versin bobam ıramatlık şahit olmadı değilise, elin içine nası(l) çıkardık bizim gız biğün zabahdan çıkdı geldiydi de eletividiydim gerisin geriye “-ele-ğüne karşı neydiyon bacım sen dön evine hiş kimsenin habarı olmadan sen benim şapkamı öğüme mi eğdirecen hemen aşşa endim bi çuval dolusu saman “saman bitdiydi de anamgilden almaya ğetdim agam da getirividi” falan de(y)cen “-bi ta(ha) da bu tiyniyetinen gapımızı çalmacan o ğadar, gelceğsen de enişdeynen yoook bu adamı kesin-kes isdemeyosan o iş başga, iki çocuğunan da olsa ömrümün sonuna kadar bakarın valla evel Allah başımın üsdünde yerin var sen bana ıramatlık bobamın hatırasısın, gardaşım deği namısımsın meysuliyetin bende ne olsa bu ev benim olduğu kadar senin de neye deye sormacan, bana da deyvime, ellere de, o seni ilgilendiri, gol gırılı(r) yen içinde galı(r) bak! dediğim gibi, kimseye de deyen deme, sen bi dersin el on daha ekler ardını aradın mı sonuna gadar geder de geder pişman olsun valla” .. emme ne fayda sen eyicene bi düşün, bak çocukların var gakdı elimi öpdü, “-ağa beni eletivi” dedi Allah var böğüne gadak ne ben sordum “-neyidi derdiniz” deye ne de o söyledi.. neminazım.. netçeyi değişdirmeyceğse demeden duymasan da oluyosa ne eşit, ne sö(y)le garnıyın doymaycağı yerde aşlığını ünnendirmenin ne gere(ği) var öyle de(ğil) mi sonura hemi arkadaş, neye enişdenin izzeti nefsiynen oynayan yau … Allahı var, temiz arkadaş, kimsenin şerinde-şorunda değil, doğrusu buydu vizdanım ıra(h)t varısa bi bildiğin sen annat, Allah’ı var hinci ben onun hiş öyle gaylangaş bi işini abidig-gubidiğini ğörmedim elden geldik kadak çabalayo, fitne-fesat değil, eller gibi garısını, ona-buna amele etmeyoru evinin, çoluk-çocunun başında daha ne isdeyen ben elin adamından gapısı ayrı açılıyo(r).. onun da var anası bobası hısımı akrabası öyl(e) de(ğil) mi bacıma sormadım emme, ağşam garannığı tıpırtıdan annadım bizikinin geldiğini (y)okarı çıkdım Allah var ya elime geçeni gafasına çarpacan doğru geldiği yere kimsenin a(ğ)zını bıçak açmayoru en eyisimi ben de hiç oralı olmayan dedim duralakdan bizim gız çıkağeldi “-yau sizin derdiniz ne” demeye ğalmadı anam süprüleğaldı “-bu abılaya bişiy denmeycek yeter gari burama ğadar geldi kim ne derse desin edemecen gari ben, nere ğadar gederse ğetsin biz de gelin olduk ben böyle şey görmedim ……………” çığrınıyo yırtınıyo hemi de nassı vay anası neler oluy muş daa bizim dünneden habarımız yog! aslı-fesli olduğundan mı evir-zavır işde, “ağzından akanı kulağı duymayoru anamın” dedim de dedim valla aslı-fesli yok ipe-sapa ğelmez hep aynı şey annacanız.. bizim gız “-ana sen bi(r) sus, aççık ağzını dut, böyle ederseniz valla billa yüzünüze bakman yok öyle demiş yok böyle demiş bana ne kime ne.. sen neye güveniyon ıra(ha)t depdi haral sana bakacak, çeneni çatacak i(n)san bu hiiş öle gızım mar deye güvenme benim de var kendime ğöre derdim tasam bana kim bakacak” anam daha söylencek emme bacım “-senin çeneni o çatcak benden medet umma, evim ayrı, yolum ayrı benim de kendi dağıma ğöre dumanım mar benden mafat bekleme” dedi.. bizikine de döndü “-bak biz seni gardaşdan ileri bildik benim dünya da gardaşımdan başka kimsem yok gardaşımın takkasını eğdirenin takasını yolar, gafasını gırarın vallaha da billaha da ederin” lafını bile bitirmeden gakınca savışdı kimsede “tıs” yok anam dulgarı, daha bi(r) öykelendi ha bire söyleniyo, bi cuvap alsa daha zokurdanacak emme annacında çıt çıkmayoru gülesime ğetdi, bilemeycen neye valla bakdım ki, garının suçu-muçu yok neye yalan söyleyen hinci o da bize Allahın bi emaneti anam da cahil, yaşlı bi ğarı o da gayınnasından çok çekmiş belli bereket versin bizim ki bişiy demeyoru en eyisi alıp garıyı şe(h)rin yolunu dutmalı ne len olu(r) gederiz, aş mezeri mi var aklımı seveyin, garıya “-gak” dedim göz ucumunan, gayat zert! “-neyin var neyin yoğusa topla” dedim garı ayaklarıma gapanıyo “-etme” deye anam da bi gasalma (valla-billa), kendini bezirganbaşı sanıyo “-yarın şere göçüyoz” garı bakdı galdı, anam yere yığıldı gurampa valla-billa garıya iki-üç sardım emme essah hinci ne yalan söyleyen onun da çenesi açıldı “-benim ne gaba(ha)tım var anana sorsana neytmişiyin” hazır fırsatını bulmuşakana iki-üş daha içeri sürüyvüüdüm içerde birez daha cıngırdadı bu dışardan bağırdım “-şabık topla ne var ne yoğusa” ün-ses yok şee(hi)rde ben ne bok yeycen benim elimden ne geli(r), neyderin, “elimden kör eşşek su işmez” valla” içeri ğirdim ardından mandalladım gapıyı maşa buldum maşa tokuç buldum tokuç verip alıp endirdim “-viyakla hey .mına godumun garısı” garı yüzüme bakıyo samıtlaşdı “neydiyon sen der gibi” dineldi ğaldı gaş ettim, o hala bakınıyo verip alıp çarpıyon yasdığa yorgana yüklüğü deviriyon, etirafda ne varısa cencere-mencere, bavıl mavıl, gap-gacak, tabak-çanak bizim ki verip alıp yalvarıyo “vurma memed bi ta(ha) olmaycak iki ğözüm öğüme aksın bi ta(ha) getmecen sış .oklarını yeyen” neçeden sonura anam gapıya yüklendi yalvarıyo emme nası “- ağzım-dilim guruyaydı da demeden gedeydim onun bi gabatı yok etme yavrım emdirdiğim südü halal etmen” o yalvardıkça ben aşga geldim verip alıp endiriyon tokucu yasdığa” “-ana sus” …… garı bi(r) yandan viyyaklayo “-ele ele, n’olursun vurma” bende söğmenin bini bi para “-gedelim de netçesen et ana goca eve sığamadınız iki garı” epili bi bu hengame sürdü eyi de ertesi zabah getmek-ilazım bu işi gurudalım deyon emme nası(l) duralagdan kapıyı aşdım garı şorda ters-mers yatıyo etiraf perlim-perişan, yatak balleli emme.. bereket versin bi tabak cam olduğundan ortalık seçilmeyo anam dizlerime gapanıyo “-getmen” deye garıya “-gak anamın elini öp” deye sümsükledim” anam ptretik, nassı deragap can havliynen sarıldı garıya “-getmen”, gözel gelinim, hu delinin aklını erdir Alla(hı)n aşgına bişiy de gederseniz ben neyderin” …. “-aman gadın yavrım, gözel gelinim.. de hu deliye, akıla geleni dutmasın pire uçu yorgan yakmasın benim sizden keyri kimim mar nere ğeder ne ederin gederseniz yemind ossun kendimi intar ederin” oyumuş.. o da oldu, onca çoluk-çocuğa garışdık Allah var, garıdan çok ıramatlık anamın emeğiynen oldular bi ta ne çeneleri çıkdı ne de birbirlerine “uf” dediler öte ğet, beri ğel demediler “donuz ölüyün körü” demediler emme ne ben ne garı bu gonuyu hiş aşmadık üsdünden daş galdırmadık şee(hi)re de ğetmedik tabii.. de! deycem epap, ev hali her evde olu(r) böyle şeyler gelin gısmı olu(r) da gaçmaz olu mu bizden öncekinner ne çekdi kim bili!” sen hinci eteğindeki daşları at bakalım ben bizim gızınan gonuşurun sen halama bek yüz verme onun senden başga çocuğu var emme senin çocuklarıyın başga anası yok yeğennerime hissetdirtme bence akıllarından çıkmaz ölüp-ölesiye her şeyden önemli geçinceme.. senin borcun halama deği(l), senikinnere i(n)san çocuklarının anasını üzer mi be! DİPNOT sesin karakkınlığı : tecirbe : tecrübe nüzüm /nüzum : lüzum, lazım olan, ihtiyaç sabi-sübyan; günah ehliyeti olmayan küçük erkek çocuğu olmadık biri : boyuna posuna, yaşına başına bakmadan kendini adam yerine koyan, konuşan, ileri çıkan, her işe burnunu sokan sıradan bile olmayan, hak etmeyen bir kişi dayfalmak: mide yanması, daralmak, bunalmak, ateş basması ağzından akanı kulağı duymamak : ağzına geleni tartmadan sarfetmek, söylediği sözün gerisini, getireceklerini hesaba katmadan söylenmek mafat : menfaat, çıkar, yardım şabık / çabık : çabuk, derhal, hızlı elinden kör eşek su içmez : beceriksiz, mesleksiz, bir sanat erbabı değil, |