Kahır HamalıHovardaca tüketilir zaman Üretilmiyor ciddiye alınacak sözler İçimden geçenleri yargılar mı diye Suskunluğu seçmiş düşünce işçileri. Rüzgârla girilen koşu yarışında Yüreğimi saran korkular, Kara tren kadar kara Yılan ıslığı kadar soğuk. Tutulmuş aydınlığa çıkan tüm yollar Köşe başları işgal altında. Şer akıyor şom ağızlardan Beyin damarlarında ifrit dolaşır. Cevherden söz üreten ustalar Bilmem hangi iklimlerdeler Yabancısı oldum, Kahpelere kaldı meydanlar. Kenti sarmış çakal ulumaları Umudun sahillerinde yas var Dehlizlerde tutuklu özlemlerimiz Güneşi kim tutmuş bu şehirde Tersine akıtılıyor ırmaklar Temizliğine yetmez dört mevsimin yağmurları İrin kokan sokakların. Sesimin uzandığı her yer Uykusundadır gafletin Boşlukta kalır İsyankâr yüreğimin haykırışları. Ah!.. Memleketim, Sevdâm, ümidim, yaşama isteğim, her şeyim Senin için yaşadım, hep seni sevdim Artık, Kalmadı takatım , tükendi umudum Ölmeli miyim yoksa Kahır hamallığından kurtulmak için. |