Suya yürüyen güllerAçık bir kapı bıraktık göğüslerinde incir ağaçlarının tepelerinde çocuklar gülümsüyor bu nasıl yalnızlık suya bakıyorum eskirken yüzüm duvarlardan geçen ışık huzmeleri gibi ortalığı sarıveriyor eksik bir hüzün zamanıdır anlamanın şimdi gitmeye bir hazırlık var ayrılanlar da uzun zamandır telaşlı kekremsi bir gülüş yüzünde atını vurmuş arabacının yola bakıyorum uzun tarifi imkansız bu ayrılığın eylemsiz akşamlarına düşüyor aklım hayattan vaz geçiyorum on yaşımdaydım ilk nemli bir duvar dibinde sabah ezanlarını dinlerken buldum avuçlarımda kopan kirpiklerimi sahile inince tuzun kokusu genzime nasıl düşüyorsa artık bilin suskunluk yemini etmişlerin Tanrısı var yüreğimde yürüyün bu ayrılık yurdundan yürüyün güllerle suya gidiyoruz ağları yırtıyoruz hep birlikte birlikte yaşadıklarımızla ölüyoruz |
selamlarımın çokluğu ile...
uzaklardaki gariban ...