SESSİZCE KAR YAĞARİnadına şimdi bir kez daha Bu toprak ve bu ölü Sınırların bittiği yerdeyiz Ne kaldı geriye Ne kaldı kim söyler Bu yalnızı korkak gecede Anasonlu bir bulut geçer İkiye bölünmüş suskunluklardan Kurumuş bir nehrin yalın nefretiyle Kurşun kuşatmalı öfkelerlerle Ağzı karanlık yaşlı bir dua geçer Aşk zehirlenir, kırmızı söylencedir Kanar gül kendi yitikliğince, yanar gül. Nefesi sisli yeşilerde konuk Gözleri ayrılık rengi bir ceylan Yangın rengi ağlar kimsesizliğine Nasıl gidiyoruz susan sesizliklere Yaprak kımıldarken rüzgâra Dal kırılırken hasrete Yeşil sararırken güze Kim söyler Ne kaldı kim söyler Bu düş hasatında savrulurken sözcükler Gözyaşlarımızda erirken çeliğin ışıltısı Bırak saçlarında kalsın Hasretimizde ki hüznün kara şarkısı Gel kırılsın bu testi Su yürüsün kendi akışınca Yakaran neyse susturalım İçimdeki asası kırık derviş Söyleşirken bir avuç kumla Ne kaldı Ne kaldı kim söyler Linç edilirken papatyanın sarısı Ak sütlü masallarda dinlenirken sevda Avurtları çökmüş bir akşamla Sarılırım yedeğimdeki son resmine Ve sesizce kar yağar, üşürüm Yalnızlığa yürürüm gözlerinde. Latif Köybaş |
'Sessizce' okunulması istenmiş gibiydi...Teşekkürler şiir için.