bu günün rengarenk duygusunu önümüze seren karanlık
mutlu olmak istiyormuş yarının sabahında
gör bakalım maviyi duyunca
nasıl değişiyormuş dünya

söze gelmez bir kaç ip çekildi
dudak dudağa ilişenler ve serabı
bizi sırtımızdan vurdular
kaçan kaçana
pencerede uç tekrar etti
ve avluda rengarenk huzur

bu mu dibin göğü
bu mu çaresizliğin son durağı
yok olup saflaştık düşüncenizde
daha beteri yok

ne neyin peşinde koşuyor
ne nasıl niçin
ana toprağa yem olsun diye
kucak açıyoruz çirkinliğe
ova bu
güneş bu
dağ bu

ve bir adım daha gitmeye mecalimiz yok
ona sünük rüyamızı anlatıyoruz
ev kalbi kalabalıklar
kalabalıklar
geçmişin ölüleriyle konuşuyoruz
kovaladıkça biraz
bu ne güzel yaz

içimle dans eden koyu kırmızı
sana senden uzak büyük sonsuzluk
küçül ve dön taşların eski sabrına
susma bana hakim ol.