HOŞ GELDİN
Karanlıklara galip gelirken aydınlık
Yer yarıldı gök yırtıldı bu gece Kulakları sağır eden o çığlık Muştusuydu asırlarca şefkati dilenenlerin Beklemek seni binlerce yıl Mucizeyi dilemek yanan bir kalple Haykırmak ismini yere ve göğe Apansız üstümüze doğarsın diye Bakan her gözde gülen her yüzde Aramak seni Eller semada diller duada Ve nasırlaşırken alınlar secdelerde Dilemek seni Seni istemek Adem’in has bahçesinde Diller kanarken sensizliğe Şafağı sökerken ülkemin Kesilmişçesine şah damarı elemin Fasılasız yağıyorken üstümüze Beliriyor afakta Cihanın rahmine düşen telaş Melekler iniyor semaya Ellerinde taptaze duruyor güneş Değişiyor rengi dünyanın Deseninde sıcacık renkler Taşlaşmış yüreklere yürüyor merhamet Güneşi andıran varlığınla Sana düçar meftunları ihya et Gelişine güller yüzlere nakışlanıyor Özüne can veren melekler Ömrüne nefes olduklarınca alkışlanıyor Zulmetin sardığı naçar bu dünyada Zamanın heybesinde ıpışıl duran Kucaklarına inecek güneşi bekliyor Emrine amade mecnun yürekler Özlemi bitirip hasreti eritip Kirpikleri ateşe vererek geldin İklimin solduğu, solukların durduğu Nihavent bir anda geldin Gökyüzünü mateme boyamıştı turnalar Bir bir düşüyordu toprağın sıcacık göğsüne Kuruyup sararan ölü yapraklar Aylardan kasımdı Mevsimlerden içli sonbahar Hüzün var ayrılık var ateş var Bir ruhlar bir de kalpler tarumar Sevgiye hasret gönüllerde Büyüyor derinlerde efsunlu aşklar Dem bu demdir deyip indi melekler Kucaklarında nur topu bir güneş Bir güneş ki Dünyaları endamına ram eden periveş Tez zamanda alemi kendine eyledi aşık Akıttı engin gönlüne ruhları boz bulanık Aylardan kasımdı Mevsimlerden içli sonbahar Hoş geldin dünyamıza Hoşluklar getirdin ebedi yar… |