MÜEBBETLİK
İlmek-ilmek işliyorum seni. Her bir noktayı düğüm atıyor ve her düğümde kendimi sana bağlıyorum…
Gözlerin her bir daldığı noktayı resm edip o anlarla yaşıyorum… Kaçmak yakışmaz bilirim, belki mecburiyet içinde gidişler olur. Amma velâkin ben seni dünümü, yarınımı ilmek-ilmek işliyorum… Soranlara “sevmek suç değil” belki yanlış zaman, yanlış kişi desem de… Bakma savunduğuma ben sende müebbetlik yaşıyorum… Bazen idamı istesem de gördüğüm küçücük pencereden umutlarımı yeşertiyorum. Kızma, kırılma düşünüyorum diye ben sende müebbetlik yaşıyorum… Her gecenin sabahını değil de her sabahın gecesini istiyorum. Çünkü duvarlara attığım çentik ile zamanı unutuyorum... Sorma kimse bilmez kim olduğunu çünkü sen bile bilmezsin; Dört duvar arasında ki seni ve sensizliği… Çünkü ben seni sessiz, kimsesiz seviyorum… Bakma elimin kalem tuttuğunu bu dört duvar arasında başka tutacak bir el yok, Bakma tek dostumun kâğıt olduğunu ben seni sana bile anlatamazken, Ama boş ver ben seni bende tek başıma parmaklıkların arkasında Müebbet seviyorum… Müebbetlik yaşıyorum… |