Gece Y/arası
Nöbet değişimlerinde
Kasıklarımda ki sancılarım Demir parmaklıkların arkasına gizlendiğinde Kırıldığım yerlerden başlarım tamir etmeye Zaman yetmez... Vakit gece y/arasıdır Ne aklım bedenime hükmeder Ne de bedenim aklıma Bir solukluk zaman bile değerlidir Duvar diplerine saklanan çığlıkları Duymazdan gel gelebilirsen Filistin askısında Zamanı olmayan saatler başlar Susturmaya çalışırım Dişlerimin arasına sakladığım kelimeleri Ya beynimde kilere ne demeli? Tuz basılmış tabanlarım Şişip patladığı yerden kanasa Tırnaklarım çekilse Kimin umurunda Kimlik sizliğim kapı önünde başladı Üç pozluk resim altında Yaka numaram ’ 1291980679 ’ Sıradan ve alalade Aynı dili konuşamayan insanlar Karanlığa gömülmüş o izbe oda Kendine yabancıyken Benden önce Hangi yüzlere tanıklık yaptı Hangi hürriyet aşığı öldürüldü ki! Duvarlarda kan izleri Birde hiç susmayan çığlık izleri Hala duruyor Bencil Postallara çiçekler dikseniz neye yarar Yakamda karanfil kokusuyla Acıma kırılan yerlerimden ağlamam yasaktı Yasaklanmıştı Düşüncelerim Kitaplarım Yarısı bitmiş ’kurşun’ kalemim Birde! Cezası bitmeyen sancılarım Dua gibi dilimde Tutuklanmış hayallerimin gölgesinde Sabahın ilk ışıkları süzülürken saçlarıma Kestikleri cezadır Parmaklıkların arasından Öksüz bir çocuk gibi Seni seyredişim Hürriyet... ’ Her ömrün yaşanan bir gece y/arası Eylül’ü vardır... |