Sesi Kısılır Yalnızlığın
Kimi bekliyorsun ki!
gelsin diye kapının ardında saklanmış yalnızlığın dünden kalan hayallerin seninle beraberken gururunu geçmişini düş kırığı eylül gecelerine misafir edersin ellerinin arasından kayıp giden hayatın gibi gözün hep sahilde ki limandadır vakti gelip ne zaman bir gemi kalksa limandan iskeledeki palamarın ucuna çakılır gözlerin rotası belli olmayan o kalkan gemi geri dönecekmiş gibi nefesini tutarsın gözden kayboluncaya kadar seni en çok giden gemiler değil? uğurlayanı olmayan yolcuları üzer ne zaman bir gemi kalksa limanından ardına saklandığın ya bir kapı ya da perdesiz kirli bir cam vardır sen öyle ulu orta ağlamaz ağlayamazsın görürler diye gözlerinde ki aşk-a hıçkıra hıçkıra susamazsın kelimelerini mavi bir mendile saklarsın mendili cebine cebini ceketinin içine saklarsın da bir tek kendini saklayamaz sın ...... gözlerimden aklına gelmez unutursun her şeyi arkasında geçmişini bırakan gemiye kaçak binen yolcular gibi gitmenin bu kadar zor bir o kadarda anlamsız olduğu. bitimsiz yarınlara boş odalara suskun duvarlara kendini mahkum ettiğin günden beri kimi bekliyorsun ki! gelsin diye. kapıların ardında saklanmış yalnızlığın dünden geriye kalan hayallerin seninle beraberken salondan hicaz önünde durduğun pencereden hıçkırıklar sokağın başından serseri ruhlu topuk sesleri yükselirken sesi kısılır yalnızlığın . . sen yine bir başınasın... // Bir çanta dolusu hatıra var ; tavan arasında sensiz... |