ZİNDAN- TİYATRO-SONBAHAR- UFUKLARDA
Tiyatroda için ezik.
Kimsenin duymadığı bir çığlıksın. Karanlıkta ve gün ışığında Boşluktayken kimse duymuyor Söyleme, hayır! Sır, Bütün evren de öyle. Hıçkırık saçıldıkça, Ölülerin uyanışları, Alay penceresinde 28.05.2005 UŞAK ZİNDAN Zindan eylüllere yansımış Hiçbir şey sensiz konuşmuyor Çiçekler gülmüyor Yüzün ay ışığı Sadece karanlıktayken hayalin Ben mahkumken ve Her şey sensiz, çırılçıplak uyuyor. SONBAHAR Şefkat Tanrıçası, hatırlatır; Yeni doğan güneşin bir gün çehresi yorgun ağaçlara neşe getireceğini. ..../..../.... UFUKLARDA Yeni açmış Temmuz Dağları İkliminde ağlayan sevdalı gül akmıyor Nerde nerdeler Ömrümüze gülümseyen yağmur ışıltısı Bulutsuz, dinmiş, kuru bir ırmak yolcusu KAN GÜLLERİne yaslanmışız Sert sevdalar penceremizden uzaklaşırken Uzaklara sinmişiz, çok yakınımızdayken, Seni özlemeye sinmişiz, Aldanmışız, Bir çiçek ve gövdesi; Hangisi gerçek ve bizde yaşıyor Bir bahar kadar büyüleyen? Bel bağlamışız yüzünün zirvelerine Kanattık damarımızda durmayan sevgileri, Yollarda harap ve yalnız beklerken. Ne işveer bekleriz ne de tenimize yakın bir bedeniz susuz bir gökyüzüne el açarken. Bensiz ilksin, seni yazmışken gövdeme Temmuz dağları uzak ve ağlamaklı |