LİNA
Tütün kokulu ellerimle yazıyorum bu şiiri Lina
Bugün günlerden Çarşamba Hiçbir güne devrilmeyecek gibi, Kıyametin provasını yapıyorum beynimde. Ben şair, sen şiir, gece fail Zarf ve yüklemin arasında Bu derde nail ben Yine o mağlup asker gibi, Sırf ardımdan su döktün diye Ölümlere tez gidip geldim. Ah Lina, Yaşamın sağdıcı atandım dünyaya, Bir ölüm debelenir içimde oysa, Kürdili-hicazkâr makamında. Oturup ağladım sonra ekmek bulamayan çocuklara, Ah Lina Hiç dokundun mu Bağdat caddesindeki taş duvarlara, Oluklarında yosun bitmiş, Kentin günlüğü gibi delik deşik. Şimdi hüzün mevsimi değil biliyorum ama Keder kuşanmış mürekkep. Ve Annenin kehanetleri hala beynimde, Simsiyah bir çelenk. Ah Lina, Şimdi bir hüzün kitabının önsözüsün, Senden başlıyorum okumaya. Harflerin dallarında adamlar asılıydı. Gölgesinde cellatlar… Hikayenin kahramanı tam bir sahtekar. Oturmuş bir taburenin üstünde, Sana Bana Ona Erkeklik taslar. Ah Lina Gözlerim ayrılıyor bu şehirden, Yani gözlerinin ülkesinden, Yani senden Arşın arşın taşınırken hücrelerim. Bitkin bir saksının rahminde büyüttüğüm akşam sefalarına, Vestiyere, Aynaya, Yılgın notlar bıraktığın sehpaya İyi bak Lina. Ben biraz öleceğim kendine de… pynst. |