Annemin Saçlarına Kuruyorum Salıncağımıçağla grisi bir korkuluğa veriyorum misketlerimi çocukluğumdan vazgeçiyorum ...yarım asırlık bir ceket karşılığında fanilamı çıkarıyorum ...hortlak sanıyorlar taşa tutuyor kadınlar omzumdaki el aynasını gül dökünce eteklerindeki yalnızlığa ermiş anıp ip bağlıyorlar/alıp başımı gidiyorum ardımda güne bakan umutlar bırakarak lastiğimi ay ışığında çeviriyorum ...kağıt helva yiyerek annemin saçlarına kuruyorum salıncağımı bir serçe su içmeye iniyor avuçlarıma -kanatlarına gömüyorum yüzümü- dudaklarıma çam kokusu siniyor bildiğim tek bir şarkı var onu söylüyorum çerçi geldi sanıyor sesimi duyan her çocuk kış ortasında parka koşuyor çırılçıplak annemin fistanıyla siliyorum burnumun ıslaklığını ırmaklar hep aynı oyuktan geçiyor -gökyüzüne ıslık çalarak- kendime gülüyorum/ağzımdan altın paralar dökülüyor harcamaya kıyamıyorum ...bayram gelsin istiyorum arefeden önce gökkuşağının ellerine kına süreceğim gölgemi sobeliyorum -saklandığım ağaç kovuğunda- üçe kadar sayıp kendimi ele veriyorum ağzımdaki deniz çakıltaşlarına yüklüyor maviliğini gözlerimin ışıltısına sevdalanıyorum coşkun bir ırmak gibi yatağında kıvranarak kimse bilmiyor sırtında keşfe çıktığım bayırı diken tarlası sanıyorlar miyop gözleriyle uzaktaki şafağı okkalı bir küfür savuruyorum yaşama rüya diyenlere lastiğimi yakıp gidiyorum mart 2002 mersin (Aralık Edebiyat Dergisi) (ŞİİRİN şiir-poetika) |
-saklandığım ağaç kovuğunda-
harika.......