BİR ÖZLEM ŞARKISI
ne çok özledim seni bilsen
ne çok arıyorum seni çıplak ağaçların gölgelerinde ne çok soruyorum seni ifade yoksunu lal sokaklardan sağır sultanlardan acıya kefen olmuş sevdaların ayak izlerinden kaldırım taşlarına sinen dolunay sessizliğnden çiçeklerden her tüyünde alacalı umutlar şavkıyan kuşlardan ne çok özledim seni bilsen gecenin titrek kanatlarında hüzne çalarken denizin mavisi yıkıp yalnızlığın acımasız duvarlarını tutup sana gelmek isterdim -henüz uyku sersemiyken yıldızlar- doğmamış başakları okşarken bir rüzgar ak bir güvercin kanadında salıp yüreğimi nisan yağmuru gibi yağmak isterdim teninin karanfile çalan kokusuna ve bir hançer gibi ansızın girip düşlerine sesinin aksisedası olmak isterdim bir meltem esişinde ne çok özledim seni bilsen bir görebilsem yüzünü beklenmedik bir şehirde ne yaprak düşer sonbaharda inan ne yağmur ne acı kalır yürekte ne gözyaşı bir değse gözlerim gözlerine ne hüzün kalır gecemde inan ne matem ne asiliği kalır denizin ne masumluğu ne çok özledim seni bilsen her gece bir yıldız asar kendini yalnızlığımda bir resim solar kendini yakar değen elimde bir menekşe ağlar bir gül zehir saçar her koklanışında bir eşkiya kendi mavzeriyle vurulur bir uykuda bir türkü susar bir şiir kahrolur kendi soluğunda bir kelebek açlık grevine yatar kiraz ağacında bir yılanın çatallaşan dili bir kurbağayı yutar suya düşer yüreği bir martının bir nilüfer sahile vurur ıslak yanaklarıyla yapraklarına kırağı çöker suskun bir papatyanın hüzünlü bir mevsim doğar sensizliğime matem karası gözleriyle örter ufku bulutlar bir yaprak dalına küser bir çakal gölgesine ulur sessizliğe tüner kanatlar tüylenmemiş bir serçe ne çok özledim seni bilsen her gece acıya çalar yüzümdeki tebessüm kan toplar gözlerim daha bir derinleşir yüzümdeki çizgiler ne çok özledim seni bilsen kurşunla sevişmek gibi bir şeydi seni sevmek seni sevmek ekim rüzgarında sürgün seni sevmek mart güneşinde isyan seni sevmek haziran sabahında devrim seni sevmek infiadaydı topraksız bir coğrafyada dilsiz bir halkın yanık türküsüydü seni sevmek seni sevmek cennete düşen ilk yağmur damlası seni sevmek sonsuzluğun yedi renk çağrısı seni sevmek duraksız ömrümün yarısı kömür közünden muska taşımaktı seni sevmek ne çok özledim seni bilsen ve sen yüreğimin buğu kanatlı serçesi her gece gelip konarsın hasretliğimin kekik kokulu külüne bir şiir okursun bir türkü söylersin rüzgarda savrulan külümün ardı sıra ne çok özledim seni bilsen yitirilmiş sevdaların harman alevi düşlerinde pusudayım kulağım kirişte ellerim tetikte gözlerim ufukta dalgalanacak kızıl saçlarında mehmet şükrü kaplan 2001-2002 mersin |
kömür közünden muska taşımaktı seni sevmek"
Bu şiirinizi çok sevdim ben şairim, gönlünüze kaleminize sağlık...