düşgen IVdüşgen IV yüzüm pazar ayinlerinde kutsanarak yitirdi rengini ve kayalık tuzunun geceye işleyen tadını şimdi zamanından evvel budanmış asma dallarının hüznü damlıyor dudaklarımdan bir cam tutulması göz kapaklarımda hani demem o ki kadınım ben yankısını kaybetmiş bir kent suskunluğuyum ne bir rüzgar var tenime bağdaş kuran ne sıcak bir el ay ışığı gölgesinde avuçlarıma dolan her köşe başı kendince bir uçurum her kaldırım taşı yalnızlığın öte yakasında bir orman ne yana baksam kavruk/kuru et kokusu bir cehennem ki alev topu |